11. Hukuk Dairesi 2016/12621 E. , 2018/4020 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19.01.2016 tarih ve 2009/719-2016/52 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ..." ın müvekkiline olan borcundan dolayı her biri 1.100,00 TL bedelli beş (5) adet senet verildiğini, bunlardan iki (2) tanesinin tahsil edildiğini, tahsil edilemeyen üç (3) adet senedin 24/09/2008 tarihinde çalındığını, o an yanında bulunan ..."dan şüphelendiğini, ..."ın ödemeleri ...’a yaptığını ileri sürerek 3.300,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, ... ile davacının küs olması sebebiyle davacının müvekkilinden yardım istediğini, müvekkilinin yalnızca iyi niyet ile yardımcı olmak istediğini, senet bedellerini tahsil ederek davacıya ödediğini, hakkında hırsızlık suçlamasıyla açılan davadan beraat ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin davacıdan gelen ortak iş yapma teklifi üzerine karar aldıklarını ve aralarında ticari bir ortaklığın başladığını, ilerleyen zamanlarda ortaklığın yürümeyeceğinin anlaşılması üzerine davacının müvekkilinden davaya konu edilen senetleri talep ettiğini, taraflar arasında hukuki bir ilişkinin mevcudiyeti konusunda herhangi bir tartışma bulunmadığını, müvekkilinin bu senetleri keşide ederek davacıya teslim ettiğini ve sonunda da bedellerini ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca dava konusu 3 adet senedin borçlusu ... tarafından alacaklısına ödendiği, diğer davalı ..."ın da ceza yargılaması sonucunda beraatine karar verildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin davalılardan ...’a yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı bakımından hükmün onanması gerekmiştir.
2- Davalılardan ... yönünden yapılan temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, senede bağlı alacak talebine ilişkindir. Davacı, senet borçlusu davalı ...’ın ödemeyi diğer davalı ...’a yaptığını ileri sürmüş olup, davalılardan ... da cevap dilekçesinde senedi tahsil için teslim aldığını, ciro etmek suretiyle ...’tan tahsil ettiği bedeli ise davacı ...’a ödediğini savunmuştur. Mahkemece, yukarıda özetlendiği gibi davanın reddine karar verilmiştir. Ancak 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 74. maddesi “Hâkim zarar verenin kusurunun olup olmadığını, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hukukunun sorumluluk ile ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararı ile de bağlı değildir. Aynı şekilde ceza hâkiminin kusurunun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hâkimini bağlamaz.” hükmüne haizdir. Buna göre, mahkemece davalı ...’ın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü savunmalar değerlendirilmeksizin, ceza yargılamasında hakkında beraat kararı verildiğinden bahisle yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalı ...’a yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu davalı yönünden kararın ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.