Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20175
Karar No: 2014/23302
Karar Tarihi: 25.12.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/20175 Esas 2014/23302 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, davacının iş akdinin haksız ve gerekçesiz şekilde feshedildiği gerekçesiyle kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep ettiği dava sonucunda, fesih tarihine kadar kullandırılması gereken ihbar süresi veya buna karşılık gelen ihbar tazminatı alacağının hesaplanarak değerlendirilmesi gerektiğine hükmetmiştir. Kararda, iş sözleşmesinin taraflardan herhangi birinin irade açıklamasıyla sona erebileceği, bildirimli fesihin belirsiz süreli iş sözleşmeleri için geçerli olduğu ve fesih bildiriminde şarta bağlı fesih bildiriminin geçerli olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, bildirim sürelerinin nispî emredici nitelikte olduğu ve sözleşme ile arttırılabileceği ancak bir üst sınır öngörülmediği vurgulanmıştır. İhbar tazminatının ise iş sözleşmesinin usulüne uygun bildirim öneli tanınmadan belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmadan fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olduğu, haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte işçi ya da işverenin hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri halinde karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğacağı belirtilmiştir. Kararda, ihbar önelinin kullanılmadığının belirlenmesi halinde tanınan ihbar öneli geçersiz olmasa da işçiye yeni iş arama izni kullandırılmamış olmasının ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmayacağı ifade edilmiştir. Kanunlar olarak ise, kararda 4857 sayılı İş Kanunu'nun 109., 17. ve 25. maddeleri ile 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi ve Borçlar Kanunu'nun
7. Hukuk Dairesi         2014/20175 E.  ,  2014/23302 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi
    Tarihi : 18/09/2014
    Numarası : 2013/529-2014/651


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, davacının 05/09/2005-08/02/2012 tarihleri arasında satış destek elamanı olarak çalıştığını, davalı tarafından haksız ve gerekçesiz olarak iş akdinin feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ücreti alacaklarının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İhbar öneli ve ihbar tazminatı yönlerinden taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
    İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasıyla ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür.
    Fesih hakkı iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır.
    Maddede düzenlenen bildirimli fesih, belirsiz süreli iş sözleşmeleri için söz konusudur. Başka bir anlatımla belirli süreli iş sözleşmelerinde fesheden tarafın karşı tarafa bildirimde bulunarak önel tanıması gerekmez.
    Fesih bildirimi bir yenilik doğuran hak niteliğini taşıdığından ve karşı tarafın hukukî alanını etkilediğinden, açık ve belirgin biçimde yapılmalıdır. Yine aynı nedenle kural olarak şarta bağlı fesih bildirimi geçerli değildir.
    Fesih bildiriminde “fesih” sözcüğünün bulunması gerekmez. Fesih iradesini ortaya koyan ifadelerle eylemli olarak işe devam etmeme hali birleşirse bunun fesih anlamına geldiği kabul edilmelidir. Bazen fesih işverenin olumsuz bir eylemi şeklinde de ortaya çıkabilir. İşçinin işe alınmaması, otomatik geçiş kartına el konulması buna örnek olarak verilebilir. Dairemizce, işverenin tek taraflı olarak ücretsiz izin uygulamasına gitmesi halinde, bunu kabul etmeyen işçi yönünden “işverenin feshi” olarak değerlendirilmektedir.
    Fesih bildiriminin yazılı olarak yapılması, 4857 sayılı İş Kanununun 109. maddesinin bir sonucudur. Ancak yazılı şekil şartı, geçerlilik koşulu olmayıp ispat şartıdır.
    Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır.
    Fesih bildirimi karşı tarafa ulaşması ile sonuçlarını doğurur ve bundan tek taraflı olarak dönülemez.
    Bildirim sürelerine ilişkin 4857 sayılı Yasanın 17"nci maddesindeki kurallar nispî emredici niteliktedir. Taraflarca bildirim süreleri ortadan kaldırılamaz ya da azaltılamaz. Ancak, sürelerin sözleşme ile arttırılabileceği kanunda düzenlenmiştir. Ancak, bildirim önellerinin arttırılabileceği belirtilmiş olmakla birlikte, Yasada bir üst sınır öngörülmemiştir. Dairemiz tarafından, üst sınırın hâkim tarafından belirlenmesi ve en fazla ihbar ve kötüniyet tazminatlarının toplamı kadar olması gerektiği kabul edilmektedir.
    İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir neden olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25"inci maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17"nci maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih nedeni bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26"ncı maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
    İhbar tazminatı, iş sözleşmesini fesheden tarafın karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminat olması nedeniyle, iş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir nedene dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmaz. İşçinin 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesi hükümleri uyarınca emeklilik, muvazzaf askerlik, evlilik gibi nedenlerle iş sözleşmesini feshetmesi durumunda ihbar tazminatı talep hakkı bulunmamaktadır. Anılan fesihlerde işveren de ihbar tazminatı talep edemez.
    Yasada ihbar tazminatının miktarı “bildirim süresine ait ücret” olarak belirlenmiştir. Buna göre ihbar tazminatı, yasadan doğan götürü tazminat olarak nitelendirilebilir. Bu niteliği itibarıyla Borçlar Kanununun 125"inci (6098 sayılı TBK 146) maddesine göre on yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
    İşçiye bildirim süresi içinde yeni iş arama izninin kullandırılmamış olması, tanınan ihbar önelinin geçersiz olduğu sonucunu doğurmaz.
    Somut olayda; davacının ve davalının ihbar öneli kullanıldığı konusunda herhangi bir uyuşmazlığı bulunmadığı gibi ihbar önelinin bitim tarihi olan 23/11/2011 tarihinde iş akdinin sona ereceği davalı tarafından ihtar ve tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacının iş akdi sonlandırılmadan çalışmaya devam ettiği ve feshin 14/01/2012 tarihinde gerçekleştiği hususunda gerçekte olan hizmet süresi ve kıdemine göre davacının hesap edilen ve davacıya kullandırıldığı anlaşılan ihbar öneli de dikkate alınmak suretiyle fesih tarihi itibariyle kullandırılması gereken toplam ihbar süresi veya buna karşılık gelen ihbar tazminatı alacağının dikkate alınıp değerlendirilmesi gerekirken mahkemece davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 25/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi