Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4157 Esas 2017/2203 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4157
Karar No: 2017/2203
Karar Tarihi: 22.03.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/4157 Esas 2017/2203 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tespit davasında, davacı vekili davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Bu feragatin kati bir hüküm olduğu belirtilir ve feragat edilen kısmın açıkça gösterilmesi gerektiği ifade edilir. Karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığı ve tek taraflı bir irade beyanı ile etkili olduğu vurgulanır. Yargıtay içtihadı birleştirme kararı ve hukuk genel kurulu kararları da bu doğrultuda olduğu belirtilir. 6100 sayılı HMK'nun 307. maddesi feragatin talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçilmesi olduğunu belirtirken, 309. maddesi feragat ve kabulün dilekçe veya yargılama sırasında yapılması gerektiğini açıklamakta ve kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini belirtmektedir. Kararın gerekçesi bu şekildedir.
Kanun maddeleri:
- 6100 sayılı HMK'nun 307. maddesi: Feragatin talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmek olduğunu belirtir.
- 6100 sayılı HMK'nun 309. maddesi: Feragat ve kabulün dilekçe veya yargılama sırasında yapılabileceğini açıklamakta ve kayıtsız ve şartsız olması gerektiğini belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2016/4157 E.  ,  2017/2203 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.02.2014 gününde verilen dilekçe ile tespit istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    Davacı vekili, hükmün temyiz edilerek dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinden sonra vermiş olduğu 10.03.2017 tarihli dilekçesi ile davasından feragat ettiğini bildirmiştir. Davacı vekilinin 03.12.2013 tarihli ve 19590 yevmiye numaralı vekaletnamesinin incelenmesinde davadan feragate yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır.
    6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Kararı)
    Bu nedenle kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.