Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/264
Karar No: 2015/1671
Karar Tarihi: 17.06.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/264 Esas 2015/1671 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/264 E.  ,  2015/1671 K.
  • KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİ
  • ÖDEME SAVUNMASINA İLİŞKİN BANKA DEKONTU SUNMA
  • İMZASI İKRAR EDİLEN VE BORÇ İLKRARINI İÇEREN BELGE
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 68
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 62
  • İCRA VE İFLAS KANUNU (İİK) (2004) Madde 63
  • İCRA VE İFLAS KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (4949) Madde 68

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “itirazın kaldırılması, tazminat ve tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bafra İcra Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.09.2013 gün ve 2013/29 E., 2013/129 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11.11.2013 gün ve 2013/14370 E., 2013/15098 K. sayılı ilamıyla;
(...1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere davacı alacaklı tarafından 12.02.2013 tarihinde başlatılan icra takibinde ödeme emrinin davalı borçluya 19.02.2013 tarihinde tebliğ olunduğu, davanın ise 05.03.2013 tarihinde ödeme süresi beklenilmeden açıldığının anlaşılmasına göre davacı alacaklının tahliyeye ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı alacaklının alacağa ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı alacaklı tarafından, 01.10.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2013/606 esas sayılı dosyası ile 12.02.2013 tarihinde başlatılan icra takibi ile 2011 yılının Kasım ayından, 2013 yılının Şubat ayları arası ödenmeyen kira paralarının tahsili istenilmiştir. Takibe yasal süresi içinde itiraz eden davalı borçlu itirazında icra takibinde dayanılan kira sözleşmesine karşı çıkmamış, ödeme savunmasında bulunmuştur. Davalı borçlunun ibraz ettiği 07.10.2011 tarihli 12.000 TL tutarında, 20.10.2011 tarihli 15.000 TL tutarında, 12.10.2011 tarihli 20.000 TL tutarındaki banka dekontu olan belgelerde kira ödemesi olduğuna dair açıklama bulunmadığı gibi istenen aylar kira alacağına ilişkin ödeme olduğu da anlaşılamamaktadır. Bu durumda davalı borçlunun alacağa yönelik itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde alacak isteminin de reddine karar verilmesi doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın kaldırılması, tazminat ve tahliye istemine ilişkindir.
Davacı, Bafra İcra Müdürlüğü"nün 2013/606 Esas sayılı takip dosyasında haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın kaldırılması ile takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlu kiracının temerrüt nedeni ile kiralamış olduğu Samsun İli, Bafra İlçesi, Samsun-Sinop Karayolu Üzeri 100. Yıl Mahallesi"nde bulunan taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini, asıl alacağın %100"ünden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edimesini istemiştir.
Davalı, davacı şirkete herhangi bir kira borçlarının olmadığını, havale ile ödemeler yaptıklarını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuş ve ayrıca davacı şirketten alacaklı olduklarını ileri sürerek, takas mahsup talebinde bulunmuştur.
Mahkeme, banka havalesinin borca karşılık ödeme anlamına geleceği, yani bir borç ödemesi için havalenin yapıldığının kabul edileceği, kira takip dönemine ve vadesine göre kira borcunun ödendiğinin kabulü gerekeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
Mahkeme, önceki gerekçeleri tekrar ederek verilen kararda direnmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine, davalı borçlunun itiraz etmesi üzerine, icra hukuk mahkemesinde açılan itirazın kaldırılması davasında, davalı borçlu tarafından sunulan banka dekontlarının (havalenin), hukuki niteliğinin ne olduğu ve varılacak sonuca göre kira alacağının ödendiğini ispata yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 68. maddesinde itirazın kesin olarak kaldırılması; 62. ve bu maddeye atıfla 63. maddelerinde ise, itirazın süresi, şekli ve sebepleri düzenlenmiştir.
2004 sayılı Kanun"un “İtirazın kesin olarak kaldırılması” başlıklı 4949 sayılı Kanun ile değişik 68. maddesinin ilk üç fıkrasında;
“Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz.
Borçlu itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir.
İtiraz birinci fıkrada gösterilen senet veya makbuz yahut belgeye müstenit ise itirazın kaldırılması talebi reddolunur.” hükmü yer almaktadır.
Yine, aynı Kanunun “Kira akdi dışındaki itirazlar ve tahliye” başlıklı 269/c maddesinde;
“Borçlu akdi reddetmeyip kiranın ödendiğini veya sair bir sebeple istenemiyeceğini bildirerek itiraz etmiş veya takas istemişse, itiraz sebeplerini ve isteğini noterlikçe re"sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya vesika ile ispat etmeğe mecburdur. Senet veya makbuzun alacaklı tarafından inkarı halinde 68 inci madde hükmü kıyasen uygulanır.
Merciin tahliyeye mütedair kararının infazı için kesinleşmesi beklenmez. Ancak tahliye için, kararın borçluya tefhimi veya tebliği tarihinden itibaren ongün geçmesi lazımdır. Borçlu tahliye kararı hakkında 36 ncı madde hükmünden faydalanabilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu açık hükümler gözetilerek somut olay ele alındığında;
Davacı alacaklı tarafından, 01.10.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesine dayalı olarak Bafra İcra Müdürlüğü’nün 2013/606 esas sayılı dosyası ile 12.02.2013 tarihinde başlatılan icra takibi ile 2011 yılının Kasım ayından, 2013 yılının Şubat ayları arası ödenmeyen kira paralarının tahsili istenilmiştir.
Davalı borçlu takibe itiraz ederken, alacaklının dayandığı yazılı kira sözleşmesinin varlığına ve imzaya itiraz etmemiştir.
Takibe konu kira sözleşmesine davalı/kiracı/borçlu karşı çıkmadığından, alacaklının takibi, 2004 sayılı Kanun"un 68/1. maddesi anlamında “imzası ikrar edilen ve borç ikrarını içeren bir belgeye” dayanmaktadır (Hukuk Genel Kurulu"nun 03.04.2013 gün ve 2012/6-1401 Esas, 2013/425 Karar sayılı kararı).
Davalı borçlunun ödeme savunmasını ispatlamak için sunduğu 07.10.2011 tarihli 12.000 TL tutarında, 20.10.2011 tarihli 15.000 TL tutarında, 12.10.2011 tarihli 20.000 TL tutarındaki banka dekontlarında kira ödemesi olduğuna dair açıklama bulunmamaktadır. Ayrıca, varlığı ve imzası inkar edilmeyen kira sözleşmesinde, bir aylık kira karşılığının 3.000,00.-TL, bir yıllık kira karşılığının 36.000,00.-TL olduğu; her yıl sonunda Aralık ayı içerisinde kiranın ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bu durumda, icra takibi ile 2011 yılının Kasım ayından, 2013 yılının Şubat ayları arası ödenmeyen kira paralarının tahsili istenildiğine göre, banka dekontlarının kiraların vadesinden önceki tarihi taşıdığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, İcra Mahkemelerinin inceleme ve araştırma yetkilerinin dar, taraflarca ileri sürülebilen delillerin sınırlı olması nedeniyle, borçlunun itirazlarının kaldırılıp kaldırılmayacağına karar verirken, tarafların kabulünde olan belgeleri değerlendirmek, tarafların iddia ve savunmalarını bu belgeler üzerinden incelemek durumundadır.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, davalı borçlu, icra takibine konu kira parasını ödediğini 2004 sayılı Kanun"un 269/c maddesinde sayılan belgelerden birisiyle kanıtlayamadığına göre, davalı borçlunun alacağa yönelik itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, bu talebin reddine dair kararda direnilmesi isabetsizdir.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında, havalenin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğu, bu yasal karinenin aksini ileri sürenin bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğu, bu nedenle yerel mahkeme direnme kararının onanması gerektiği görüşü dile getirilmiş ise de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.06.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi