Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/2308
Karar No: 2015/1669
Karar Tarihi: 17.06.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2308 Esas 2015/1669 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/2308 E.  ,  2015/1669 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana 1.İş Mahkemesi
    TARİHİ : 19/09/2013
    NUMARASI : 2013/6 E-2013/533 K.

    Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Adana 1.İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 14.12.2010 gün ve 2010/274 E.-2010/848 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 22.Hukuk Dairesinin 01.11.2012 gün ve 2012/19152 E.-2012/24085 K. sayılı ilamı ile;
    (...Davacı işçi vekili, müvekkilinin hizmet akdinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshi nedeniyle açmış oldukları dava neticesinde verilen işe iade kararının onanarak kesinleştiğini ve kesinleşen karar uyarınca işe iade talebinin süresi içersinde iadeli taahhütlü posta ile davalı şirkete bildirirliğini ancak Bayıktem Şirketinin işyerini kapatması nedeniyle tebligatın iade edildiğini, akabinde Noter aracılığı ile tekrar bildirim yapıldığını ve tebligatın B.... Şirketi"nin kapalı olması nedeniyle muhtara yapıldığını, Bayıktem Şirketi tarafından ihtara her hangi bir cevap verilmediğini, bu nedenle mahkeme kararı uyarınca hak edilen ücret ve tazminatların tahsili için icra takibi başlattıklarını, davalı bakanlık tarafından icra takibine karşı itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğunu, itirazın işe iade talebinin 10 gün süre içerisinde B...Şirketine tebligat yapılmadığı noktasında olduğunu, davalı bakanlık itirazlarının hukuki geçerliliği olmadığını beyan ederek davalı bakanlığın itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı bakanlık aleyhine inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Bakanlık vekili, müvekkili idarenin davacının alacaklarından sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21.maddesinin 5.fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur.
    Davacının davalı bakanlığın temizlik işlerini üstlenen Bayıktem Ltd. Şti."nin işçisi olarak çalışmakta iken iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açılan işe iade davasının davacı lehine sonuçlandığı ve kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın tebliğinden itibaren süresi içinde işe başlatılmak için gönderdiği tebligatın Bayıktem Ltd. Şti. işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    Tebligat yapılacak kişinin, tebliğ evrakında belirtilen adreste bulunmaması ve bu nedenle tebligat yapılaması halinde adres araştırması yapılmalıdır. Tebligatın muhatabı adresinde oturmakla birlikte, tebliğ yapıldığı sırada kendisi veya kendisi adına tebliği alacak kimseler adreste bulunmaz, kısaca adres kapalı ise, adreste bulunmama nedeninin komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti, meclis üyesi, zabıta veya memurlardan öğrenilmesi, tebliğ tutanağına yazılması ve beyanına başvurulan kişiye imzalatılması, imzadan çekinilmesi halinde tebliğ mazbatasına bunun da yazılması ve tebliğ evrakını dağıtan memurun imzalaması gerekir. Dağıtım saatinden sonra muhatap veya tebliği alacak kimseler dönecek ise, tebliğin Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre, birkaç gün adreste yoklar ise aynı Kanun"un 20.maddesine göre yapılacaktır. 21. maddeye göre yapılan tebligatta, 2 numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih tebliğ tarihi sayılırken, 20. maddeye göre tebliğde, tebliğ 2 numaralı ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır. 2 numaralı ihbarname kapıya asılması dışında tebliğ evrakının dağıtım yapan memur tarafından muhtar, ihtiyar heyeti üyeleri, zabıta amir veya memurlarından birine imza karşılığı teslim edilmelidir. Kapıya yapıştırılan ihbarnameye de tebliğ evrakının teslim edildiği görevlinin adı ve soyadı yazılmalıdır. Tebliğ evrakını alan bu kişiler, tebligat evrakını muhataba teslim etmelidir. Ayrıca bu işlemlerden sonra tebliğ olunacak kişiye keyfiyetin haber verilmesi için en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya bildirim yapılması zorunludur. Tebligat işlemlerinde bu sıraya uyulmalıdır. Aksi halde tebliğ usulsüz ve geçersiz olur.
    Tebligat yapılacak kişinin nereye gittiği ve ne zaman döneceği belli değilse, tebligatı alacak kişi ölmüş veya gösterilen adreste daimi olarak ayrılmış ve yeni adresi de tebligat memurunca saptanmamış ise tebligat evrakına bu durum açıkça yazılmalı ve tebligat evrakı bila tebliğ çıkış merciine iade edilmelidir.
    Tebligat Kanunu’nun 35/son maddesi ile daha önce tebligat yapılamayan adrese de aynı madde uyarınca tebliğ yapılma olanağı getirilmiştir. Buna göre taraflar arasında yapılan, imzası resmi makamlar önünde ikrar olunmuş sözleşmelerde belirtilen adresler ile kamu kurum ve kuruluşları ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına, ticaret sicillerine ve esnaf ve sanatkârlar sicillerine verilen en son adreslerdeki değişiklikler hakkında da 35. madde hükümlerin uygulanmalıdır.
    Somut olayda, davacının işe başlatılmak için yaptığı başvuruya ilişkin tebligatın işyerinin kapalı olması nedeni ile muhtara yapıldığı, adreste bulunmama nedeninin kanunda belirtilen kişilere sorulmadığı, yeni adresinin araştırılmasına ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı, tebliğ memurunca yeni adresinin saptanamadığına ilişkin bir açıklama yapılmadığı, tebliğ evrakının muhtara teslim edildiğine ilişin ihbarnamenin kapıya yapıştırılıp yapıştırılmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre davacının işe başlatılmaya ilişkin başvurusu usulüne uygun tebliğ edilmemiştir. İşe başlatılma başvurusu usulüne uygun şekilde tebliğ edilmeyen işverenin işe başlatma yükümlülüğünden söz edilemez. Davacı işçi işe başlatılmak için süresinde başvurmadan boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama tazminatı isteğinde bulunamayacağından davalı bakanlığın icra takibine yaptığı itiraz haklıdır. Bu nedenle itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkâr istemini içeren bu davanın reddi gerekir. Yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olmuştur....)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava; işe iadeye bağlı işçilik alacaklarının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemenin davanın kısmen kabulüne dair verdiği karar taraf vekillerinin temyizleri üzerine, Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.
    Yerel mahkemece, 4857 sayılı yasanın 21.maddesinin 5.fıkrasında ‘İşçi kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır.’ denildiği, işe başlatma talebinin, işe iade kararının kesinleşme tarihinden 10 işgünü içerisinde yapılması hüküm altına alındığı, ancak işe başlatma talebinin ne şekilde yapılacağı yönünde bir hüküm konulmadığı, bu düzenlemeye göre, önemli olan işçinin 10 işgünü içerisinde uygun vasıtalar ile davalı işverene işe başlatma talebinde bulunması olduğu, bu nedenle işçinin kendisi ya da yetkili vekili tarafından sözlü yada yazılı olarak, adi veya taahhütlü postayla veya noter marifetiyle işe başlatma talebinde bulunabileceği, posta yolu ile yapılan işe başlatma taleplerinde, postada yaşanan gecikmelerden dolayı işçinin sorumlu tutulması düşünülemeyeceği gibi davalı şirketin adresinin kapalı olması nedeniyle tebligatın yapılamamasından da işçinin sorumlu tutulmaması gerektiği, davacının süresinde işe iade için işverene başvurduğu, usulüne uygun tebligata rağmen işe başlatılmadığından, takibe ve davaya konu alacaklara hak kazandığı gerekçeleriyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacı işçinin işverene karşı işe iade başvurusunun yasal süresinde ve usulüne uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21.maddesinin 5.fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Anılan madde hükmünde başvurunun nasıl yapılacağına ilişkin bir sınırlama getirilmemiştir.
    Öte yandan, somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 5584 sayılı Posta Kanunu (23/05/2013 tarih ve 28655 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 09/05/2013 tarihinde kabul edilen 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 31. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.)’nun 1 ve 63.madde hükümlerine göre, bulunamayan alıcılara ait olan veya bunlar tarafından kabul edilmeyen adi ve taahhütlü haberleşme maddeleriyle değerli mektup, kutular ve havaleler hemen çıkış yerlerine geri gönderilir.
    Somut olaya gelince; davacının hizmet akdinin dava dışı işveren tarafından feshedilmesi nedeniyle davacı tarafından açılan işe iade davası neticesinde Adana 5. İş Mahkemesinin 2009/349 esas sayılı dosyasından verilen karar ile davacının hizmet akdinin feshine yönelik işveren işleminin geçersizliğine ve davacının Bayıktem şirketindeki işine iadesine karar verilmiş, işe iade kararı Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 05.10.2009 gün ve 2009/35816 E., 2009/25325 K. sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.
    Kesinleşen işe iade kararı 09.11.2009 tarihinde davacı vekiline tebliğ edilmiştir. Dosyaya sunulan iadeli taahhütlü posta zarfı içeriğine göre davacı, işe başlatma talebini Bayıktem Ltd. Şti’nin Şanlıurfa adresine 11.11.2009 tarihinde göndermiş, gönderilen işe başlatma talebi Bayıktem Ltd. Şti’ne adresin kapalı olması nedeniyle tebliğ edilememiş ve çıkış merciine iade edilmiştir.
    Buna göre, işe başlatma talebinin iadeli taahhütlü posta ile işverene başvurulması halinde, tebliğ işleminin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre değil, somut uyuşmazlıkta uygulanması gereken 5584 sayılı Posta Kanunu hükümlerine göre, usulüne uygun olarak yapılması gerekir.
    Nitekim aynı ilke Hukuk Genel Kurulunun 29.05.2015 gün ve 2013/22-2296 esas sayılı ilamında da benimsenmiştir.
    O halde, davacı işçinin işverene karşı işe iade başvurusunu yasal süresinde ve usulüne uygun olarak yapmasına rağmen, işe başlatılmadığı anlaşılmaktadır.
    Hal böyle olunca; yerel mahkemece, aynı yöndeki gerekçelerle Özel Daire bozma kararına karşı, önceki kararda direnilmiş olması usul ve yasaya uygundur.
    Ne var ki, bozma nedenine göre, işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazları incelenmediğinden, bu yönde inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
    S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle direnme uygun bulunduğundan, davalı vekilinin işin esasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 22.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi