Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/11307
Karar No: 2021/2930

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/11307 Esas 2021/2930 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/11307 E.  ,  2021/2930 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı ve dava dışı ...ile 15/06/2005 tarihinde imzaladığı Marpex işletme sözleşmesi ile plastik doğrama işi yapmak üzere adi ortaklık kurduklarını, ortakların hak ve yükümlülüklerinin sözleşmede detaylı olarak belirtildiğini, sözleşmenin 3/b maddesinde belirtilen 15.000 TL sermaye koyma taahhüdünü yerine getirdiğini, buna ek olarak ortaklığın giderleri için yapılması gereken ek masraflar ve oluşan borçlar nedeniyle 25.314 TL harcadığını, ancak ortaklığın kurulmasından itibaren kar payı ödemesi yapılmadığı gibi bu yönde yaptığı taleplerin de reddedildiğini, ayrıca yönetimde hiç söz hakkı tanınmaması nedeniyle diğer ortaklara gönderdiği ihtarname ile ortaklığı fesh ettiğini bildirdiğini ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, ödediği 25.314 TL sermayenin 15/06/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari faiziyle, ayrıca bugüne kadar oluşan kar payının her dönem için işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı; sözleşme gereği kurulan işletmenin 01/07/2005 tarihinde işe başlayıp 01/04/2006 tarihinde son bulduğunu, yaklaşık 9 ay faaliyet gösteren işletme için toplamda ödenen vergiler hariç yaklaşık 50.000 TL harcama yapıldığını ancak elde edilen kazancın işyerine alınan malzemelerin satışından elde edilen gelir de dahil olmak üzere toplamda 35.140 TL olduğunu, bu durumda bir kardan söz edilemeyeceğini, davacının taahhüt ettiği sermaye gereği malzeme ödemelerini yaptığını, ayrıca toplamda 25.314 TL harcama yaptığı iddiasını kabul etmediğini, davacının bilgisayar bedelini ödediğini ancak işyerinin kapanmasından sonra davacının parasını ödediği gerekçesiyle bilgisayarı götürdüğünü savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; alınan bilirkişi raporu uyarınca ispat edilemeyen kar payı isteminin reddine, ortaklık sermaye payına yönelik talebin ise kısmen kabulü ile 17.570 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline dair verilen 17/02/2015 tarihli hüküm; tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 07/06/2017 tarihli ve 2016/745 Esas 2017/9233 Karar sayılı ilamla; davacı ile davalı ve dava dışı ... arasında bir adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, davanın davaya konu adi ortaklığın diğer ortağı ..."e de yöneltilmesi gerektiği, mahkemece dava dışı ortak ...’in de davaya taraf olarak katılımının sağlanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; ispat edilemeyen kar payı isteminin reddine, ortaklık sermaye payına yönelik talebin ise kısmen kabulü ile 17.570 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi birlikte davalı ...’den tahsiline dair verilen 28/12/2017 tarihli hüküm; tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 07/11/2018 tarihli ve 2018/3509 Esas 2018/11212 Karar sayılı ilamla; taraflar arasında kurulan adi ortaklığın, TBK’nın 642 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiye edilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; tasfiye işlemlerinin üçer aylık dönemlerde tasfiye memuru tarafından üç aşamada gerçekleştirilmesine, tasfiye işlemlerini yürütmek üzere görevlendirilen tasfiye memuruna emek ve mesaisine karşılık (aylık 1.000 TL * 9 ay =) 9.000 TL ücret ödenmesine karar verildiği, tasfiye memuruna ödenecek ücret ile yine tasfiye gideri olarak belirlenen 3.000 TL’nin ikmal edilmesi için 14/11/2019 tarihli ara kararıyla davacıya iki haftalık kesin süre verildiği, ancak davacının verilen kesin süre içerisinde belirlenen ücreti yatırmaması nedeniyle iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dava, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir.
    Dairece verilen 07/11/2018 tarihli ve 2018/3509 Esas 2018/11212 Karar sayılı ilamda da açıklandığı üzere, adi ortaklığın tasfiyesindeki aşamalar şu şekilde gerçekleşecektir:
    Birinci aşamada; (taraflarca veya anlaşamamaları hâlinde mahkemece atanacak) tasfiye memuru tarafından sona erdiği tarih itibariyle ortaklığın aktif ve pasifi ile birlikte tüm mal varlığı belirlenerek hazırlanan mal varlığı bilançosu taraflara tebliğ edilmeli, bu husustaki itirazlar toplanacak delillere göre hakim tarafındaandeğerlendirilmeli,
    İkinci aşamada; tasfiye memuru tarafından ortaklığın malvarlığına ilişkin satış ve nakde çevirme işlemi gerçekleştirilmeli, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri tasfiye memuru marifetiyle saptanmalı,
    Üçüncü ve son aşamada ise; yukarıdaki işlemler sonucu oluşan değerden, tasfiye memuru tarafından öncelikle ortaklığın borçları ödenmeli ve ortaklardan her birinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç veya zarar da belirlenerek ortaklara paylaştırılmak üzere son bilanço düzenlenmelidir.
    Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hâkim, tarafların hak ve yükümlülüklerini belirleyip, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır.
    Adi ortaklığın tasfiyesinde yukarıda belirtilen bu aşamaların tamamen uygulanması mümkün olmayabilir. Mesela, adi ortaklığın borcu yoksa, üçüncü aşamada ortakların yaptığı giderler ile katılım payı (sermaye) geri verilmeli, artan kazanç veya zarar ortaklar arasında paylaştırılmalıdır. Yine ortaklık malvarlığı satılmış ise, ikinci aşamada sadece satılan malvarlığının değeri tasfiye memuru tarafından belirlenmelidir. Bu nedenle, tasfiye aşamalarının ortaklığın niteliğine uygun olarak hakim tarafından belirlenmesi ve bu doğrultuda tasfiyenin gerçekleştirilmesi gerekir.
    Diğer taraftan, TBK’nın “Tasfiye usulü” başlıklı 644 üncü maddesinin üçüncü fıkrası; “Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.”;
    Aynı maddenin dördüncü fıkrası; “Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.” hükmünü içermektedir.
    Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, bozma kararında belirtilen tasfiye aşamalarının zapta geçirilmesi ile yetinilmesi, bundan ayrı tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutulmaksızın belirlenen ücretin ve yapılacak işlemlerin ne olduğu belirtilmeden takdir edilen tasfiye giderinin davacı tarafından karşılanmasına karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    Buna göre, mahkemece yapılacak iş; adi ortaklığın niteliğine ve uyuşmazlığın mahiyetine uygun olarak tasfiye aşamalarında yapılacak işlemleri ve sürelerini tespit etmek, devamında tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önüne alınarak görevlendirilen tasfiye memuru için belirlenecek olan ücretin; ortaklık mal varlığından, imkan bulunmadığı takdirde ise ortaklar tarafından müteselsilen karşılanmasına karar vermek, tasfiye usulü ile tasfiye aşamalarında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları çözüme bağlamak, tasfiye memurunca yapılan tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre tarafların hak ve yükümlülüklerini saptamak ve hasıl olacak sonuca göre tasfiye işlemini sonlandırarak hüküm tesis etmek olmalıdır.
    2- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi