21. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/17724 Karar No: 2017/5515 Karar Tarihi: 15.06.2017
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/17724 Esas 2017/5515 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı işyerinde 28.03.2013-14.08.2013 tarihleri arasında çalıştığının tespit edilmesini istemiştir. Mahkeme, çalışmanın tespiti isteğini reddetmiştir. Ancak temyiz isteği sonucunda Yargıtay, çalışmanın tespiti konusunda özenli bir araştırma yapılması gerektiğini ve işveren tarafından verilmiş belgelerin incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Tanıkların beyanları da değerlendirilmeli, çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık beyanları değerlendirilmelidir. Davalı işyerine ait dönem bordroları, tanıkların ifadeleri ile birlikte değerlendirilerek sonuca gidilmelidir. Kanun maddeleri ise 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleridir.
21. Hukuk Dairesi 2016/17724 E. , 2017/5515 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işverene ait işyerinde 28.03.2013-14.08.2013 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava; davacının 28.03.2013- 14.08.2013 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen hizmetlerinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının hizmet cetvelinden 28.04.2013- 20.05.2013 tarihleri arasında dava dışı ... nolu işyerinden, 20.05.2013- 14.08.2013 arası ise davalı işyerinden kısmi bildirimleri bulunduğu, davalı ... sicil numaralı işyerine ait dönem bordrolarının istendiği, davacı tanıklarının dinlendiği anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda; davalı işyerine ait dönem bordroları dosya arasına alınmadan, dönem bordrolarında isimleri bulunan tanıklar dinlenilmeden, ayrıntılı şekilde komşu işyeri araştırması yapılmadan ve dinlenen tanıkların komşu işyeri tanığı olup olmadığını denetlemek üzere yeterli araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yapılacak iş; dava dışı ... sicil numaralı işyeri ile davalı işyeri arasında organik bağ bulunup bulunmadığını ilgili Ticaret Sicilinden bu işyerlerine ait tüm kayıtları celbetmek suretiyle tespit etmek, bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışma süresi ve çalışmanın kesintisiz olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacı, adına banka kanalı ile yatırılan maaşının göstermelik olup kendisinin çekmediğini beyan ettiğinden davacı adına olan bu hesaptan ihtilaflı dönemde kimin para çektiğini araştırmak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.