Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/6
Karar No: 2015/1662
Karar Tarihi: 17.06.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/6 Esas 2015/1662 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/6 E.  ,  2015/1662 K.
  • RÜCUAN TAZMİNAT DAVASI
  • DOSYANIN ÖZEL DAİREYE GÖNDERİLMESİ
  • BOZMA ÖNCESİ İLK KARARA İLİŞKİN TEMYİZ DİLEKÇESİ VERME
  • BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN (6111) Madde 59
  • BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI İLE SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU VE DİĞER BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN (6111) Geçici Madde 1
  • KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU (2918) Madde 98
  • SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 39
  • HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Geçici Madde 3

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uşak İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 25.04.2012 gün ve E:2010/293, K:2012/431 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 19.04.2013 gün ve E:2012/14938, K:2013/8557 sayılı ilamı ile;
(...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir.
6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir.
İncelenen dosyada; davacı kurum vekili, dava dilekçesindeki 5.078,38-TL kurum zararını hastane masrafı olarak belirtmiş ise de, talebi içerisinde sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemesininde olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan maddi ve hukuki olgular ışığında, davalı güvence hesabının, sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği yönünden, kusur karşılığı ile poliçe limiti kapsamında sorumluluğunun bulunduğu gözetilerek, mahkemece, yeniden yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı SGK Başkanlığı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN :1-S.. B.. vekili
2-Davalı M.. T.. Vasisi

HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı S.. B.. (SGK) vekili; dava dışı E....16.08.2007 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu yaralandığını, olayla ilgili olarak 16.08.2007 tarihli trafik kaza tutanağında olaya karışan M.. T.."ın kusurlu olduğunun ve bu şahsın kullandığı tescilsiz aracın zorunlu trafik sigortasının bulunmadığının tespit edildiğini, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 108.maddesi uyarınca, T.. B.. güvence hesabına tabi olduğunu, yapılan masrafların M.. T.. ile diğer davalıdan talep edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını, Kurum tarafından sigortalı E.....5.078,38 TL hastane masrafı yapıldığını, Kurum zararı olan 5.078,38 TL"nin sarf ve tediye tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi (sigorta şirketinden poliçe limiti dahilinde) ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı T.. B.. (Devredilen Güvence Hesabı) vekili; 5510 sayılı Kanunun 39.maddesi gereği SSK"nın Güvence Hesabından rücu hakkı bulunmadığından husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, aynı yasa maddesinde SSK"nın üçüncü kişinin sorumluluğuna gidebilmesi için kasıt unsurunun varlığının gerekli olduğunu, somut olayın taksirli fiilden kaynaklandığını, Yargıtay görüşlerine göre davalılar lehine olan daha yeni kanun hükmünün yani 5510 sayılı Kanunun 39.maddesinin somut olayda uygulanması gerektiğini, Güvence Hesabından geçici işgöremezlik tazminatı istenemeyeceğini, Güvence Hesabından sarf ve tediye tarihlerinden itibaren yasal faiz talep edilemeyeceğini, Güvence Hesabının temerrüde düşülmediğini, kusur ve tazminat hesabı yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı M.. T.. duruşmadaki beyanında özetle; davayı kabul etmediğini, şizofreni hastası olduğunu, kendisinin kullandığı mobiletin arkasında E..... oturduğunu, taksiyle çarpıştıklarını, kazada kendisinin kusuru bulunmadığını beyan ve ifade etmiştir.
Yerel mahkemece; yapılan yargılama sonucunda davalı Güvence Hesabı yönünden açılan davanın reddine; davalı M.. T.. aleyhine açılan davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile, 3.774,28 TL tedavi giderinin sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı SGK vekilince temyizi üzerine, Özel Dairece sair temyiz itirazlarının reddine karar verilerek, geçici iş göremezlik ödeneği yönünden yukarıda yazılı nedenlerle bozulmuş; yerel mahkemece, önceki kararda direnilmiştir. Direnme kararı, davacı SGK vekili ile davalı M.. T.. vasisi tarafından temyiz edilmiştir.
I-Davacı SGK vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dosya kapsamından bozmaya konu yapılan geçici işgöremezlik miktarının 926,25 TL olduğu; bu durumda, direnme kararının verildiği (2013 yılı) tarih itibariyle temyizde kesinlik sınırının 1.820,00 TL olması karşısında, direnme kararına karşı 1086 sayılı HUMK"nun 5219 sayılı Kanunla değişik 427.maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi gözetilerek) miktar itibariyle temyiz yasa yolunun açık olup olmadığı, ön sorun olarak incelenmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş; anılan Kanunun 450.maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya çıkmasını engellemek için, 6100 sayılı Kanunda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen geçici madde 3 (Ek:31/03/2011 – 6217/30 md.): “(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmi Gazetede ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. (3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki madde metninden, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HMUK’nun 26.9.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 21.7.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.7.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını bir milyar TL; yine yürürlük tarihinden sonra Yargıtay Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunca temyiz incelemesi sonucunda verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilebilmesi için 440/III-1.maddesinde aranan parasal sınırı da altı milyar TL olarak değiştirmiştir. 5219 ve 5236 sayılı Kanunlara göre katsayı artışı uygulanarak bu sınırlar yıllar itibariyle arttırılmıştır.
16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanun"un geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş olup , dava hangi tarihte açılmış olursa olsun, temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
Şu durumda; bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği veya Yargıtay kararına karşı karar düzeltme yolunun açık olup olmadığı belirlenirken, temyiz ya da karar düzeltme hakkının doğduğu (kararın verildiği ) tarihteki hukuksal durum esas alınmalı; temyiz ya da karar düzeltme istemine konu karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınmalıdır.
Buradaki "karar" teriminin, yerel mahkemenin, Özel Daire bozmasına karşı verdiği direnme kararını ve ayrıca Hukuk Genel Kurulunun verdiği kararı da kapsayacağında duraksama bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde:
Dava, rücu tazminatı istemine ilişkindir. Eldeki davada, temyiz istemine konu direnme kararının verildiği 06.09.2013 tarihinde, uygulanacak temyiz (kesinlik) sınırı 1.820,00 TL’dir. Direnme kararına konu geçici işgöremezlik miktarı ise 926,25 TL olup, açık biçimde temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yasa yoluna gidilmesi miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, davacı SGK vekilinin temyiz isteminin reddi gerekir.
II-Davalı M.. T.. vasisinin temyiz itirazlarına gelince;
Yerel mahkemece, bozma öncesi oluşturulan gerekçeli kararın (kısa karar, davalının yasal temsilcisinin yüzüne karşı verilmekle birlikte usulüne uygun olmadığının anlaşılması nedeniyle) davalı M.. T..’ın yasal temsilcisi olan vasisine tebliğ edildiğine ilişkin dosyada bir bilgi veya belgeye rastlanamamıştır. Direnme kararının anılan davalıya tefhimi üzerine davalının bu aşamada dosyaya ilk defa giren temyiz dilekçesi ibraz ettiği anlaşılmaktadır.
Şu halde, bozma öncesi yerel mahkemece oluşturulan ve davalı M.. T..’ın yasal temsilcisi olan vasisinin yüzüne karşı verilen kısa kararın usulüne uygun oluşturulmaması ve gerekçeli kararın da anılan davalıya tebliğ edilmemesi dolayısıyla direnme kararı üzerine bu aşamada ilk defa temyiz dilekçesi sunulması karşısında, davalı M.. T..’ın yasal temsilcisi olan vasisinin temyiz itirazlarının Özel Dairece mi yoksa Hukuk Genel Kurulunca mı inceleneceği hususu önsorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, Özel Daire bozma ilamının temyiz edenlerden birinin temyiz itirazları dikkate alınarak oluşturulması veya bozma ilamına karşı başvurulan karar düzeltme istemi Özel Dairece inceleme yapılmadan yerel mahkemece direnme olarak adlandırılan kararın verilmesi hallerinde, ilk karara yönelik temyiz ile bozma ilamına karşı başvurulan karar düzeltme istemlerinin incelenmesi işi Özel Daireye aittir (Aynı yöndeki kararlar için bakınız. Hukuk Genel Kurulunun 26.06.2013 gün ve E:2013/12-739, K:2013/874; 26.03.2014 gün ve E:2013/6-2088, K:2014/398; 01.04.2015 gün ve E:2013/3-1624, K:2015/ sayılı ilamları).
Hal böyle olunca; davalı M.. T.. vasisinin, yerel mahkemece oluşturulan bozma öncesi (ilk) karara yönelik temyiz isteminin incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerekir.
SONUÇ: A) Yukarıda (I.) bentte yapılan açıklamalara göre davacı SGK vekilinin temyiz isteminin miktar itibariyle REDDİNE,
B) Yukarıda (II.) bentte yapılan açıklamalara göre, davalı M.. T.. vasisinin, ilk hükme temyiz isteminin incelenmesi için dosyanın 10.HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
17.06.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi