3. Hukuk Dairesi 2015/1205 E. , 2015/4258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2013
NUMARASI : 2013/265-2013/304
Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava dilekçesinde, murisi annesi Mediha Ulutaş tarafından düzenlenen 29.04.1997 ve 17.09.1998 tarihli iki vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp, okunduğunu, aynı taşınmaz ile ilgili iki vasiyetnamede farklı hükümlerin bulunduğunu belirterek, iki vasiyetnamenin birleştirilip, tapuda karmaşaya neden olmaması için tek bir hüküm ile tescil işlemine esas olmak üzere tek mahkeme kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının talebinin iki vasiyetnamenin birleştirilerek tescil işlemine esas olmak üzere tek mahkeme kararı verilmesine yönelik olup, eda talebinin olmadığı, tespit talebi bulunduğundan ve tespit davası ile ilgili davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle HMK 114. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, hükmü davacı temyiz etmiştir.
Dosya kapsamından, davacının murisi annesi Mediha Ulutaş tarafından düzenlenen 29.04.1997 ve 17.09.1998 tarihli iki vasiyetnamenin Sulh Hukuk Mahkemesince açılıp, okunduğu, iki vasiyetnamede aynı taşınmazlar ile ilgili farklı hükümlerin bulunduğu anlaşılmaktadır.
HMK."nun 31.(HUMK."nun 75/2-3.) maddesinde "Hakim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflarına açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." hükmü getirilmiştir.
Maddi olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak hakime aittir.
Davada; davacının, muris tarafından düzenlenen ve itiraza uğramayan iki vasiyetnamenin yerine getirilmesine (tenfizine) yönelik talepte bulunduğu anlaşılmaktadır.
Vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp, itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespit edilmesine ilişkin olup, vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamamaktadır.
Kendisine belirli bir mal vasiyet edilen vasiyet alacaklısı TMK"nun 600/1. maddesi gereğince vasiyeti yerine getirme görevlisi varsa ona, yoksa yasal veya atanmış mirasçılara karşı kişisel istem hakkına sahip olur.
Bu durumda, mahkemece; davacının talebinin vasiyetnamelerin tenfizi niteliği olduğu kabul edilerek, gerekirse davacıdan bu konuda açıklama yapılmasını isteyerek, vasiyetnamelerin tenfizine ilişkin dava koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde davanın esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken duruşma yapılmadan evrak üzerinden davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.