11. Hukuk Dairesi 2016/12279 E. , 2018/4002 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/03/2016 tarih ve 2014/1319-2016/220 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilince ... Dış Ticaret Ltd. Şti. tarafından satılan 4144 adet araç lastiğinin nakliye rizikolarına karşı sigorta güvencesi altına alındığını, araç lastiklerinin 797 adedinin varış yerinde yapılan muayene sonucunda çalındığının tespit edildiğini, çalınan 797 adet lastik emtiası için 50.580,18 USD ziya bedelinin sigortalıya ödendiğini ve 02/07/2012 tarihli ibraname alındığını iddia ederek 90.386,78 TL"nin sigortalıya ödendiği 02/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, taşımanın önce deniz yolu devamında ise demiryolu kullanılarak gerçekleştirildiğini, hasarın demiryolları idaresinin sorumluluğunda olduğunu, hasar bildiriminin süresinde yapılmadığını, prosedüre uyulmadığını, müvekkilinin tüm sorumlulukları gereği gibi yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu taşımanın birden çok taşıma şeklini ve vasıtasını içerecek şekilde düzenlendiği, davalı şirketin taşıma işini organize eden taşıma işleri komisyoncusu olduğu, alacağın sözleşmeye dayalı olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacı ... şirketi tarafından düzenlenen emtia nakliyat sigorta poliçesine konu uluslararası satışın, ... satışın bir türü olan CIP satış ve teslim şeklinde ifa edildiği, CIP satışa göre satıcının, malları kendi belirleyeceği taşıyıcının aracına aktarması ile beraber teslim sorumluluğunu yerine getirmiş olacağı, satıcının ayrıca bu satım şeklinde taşıma süresince oluşacak hasarlara karşı nakliye sigortası yaptırmakla zorunlu olduğu, mevcut sigorta poliçesinin bu sorumluluğun bir sonucu olduğu, sigorta prim ödemesi kural olarak satıcıya ait olsa da fatura kapsamından primin davalıya yansıtıldığı, satıcı emtiayı ilk nakliye aracına tevdi etmiş olmakla sorumluluğunun sona erdiği, nakliye sırasında uğrayacağı hasar ve kayıp bedelini sigorta şirketinden talep hakkının alıcı ... ..."ye ait olduğu, davacı ... şirketi tarafından tazminat bedelinin satıcı ... Dış Tic. Ltd. Şti’ye ödendiği, bu ödemenin hak sahibi alıcıya yapılmış bir ödeme olmadığından kanuni halefiyet hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında rücuen tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, uluslar arası taşıma kuralları içerisinde yer alan tanımlamalar ve zaman itibariyle somut olaya da uygulanması gereken 6762 sayılı TTK"nın 1139. maddesinde ifadesini bulmuş olan ... (cost, insurance and freight) satış türü, mal bedeli, taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş olarak yapılan satış ve teslim şeklini ifade etmekte olup münhasıran deniz aşan taşımalara konu edilen emtianın satış türüne işaret etmektedir. Bu nitelikteki deniz aşırı satış işleminde, satıcının mal bedelini peşin aldığı, aksi ispatlanabilir bir karine olarak kabul edilebilirse de, işbu davada, satıcı ile alıcı arasındaki satış türünün ... olmayıp “CIP Satış” (Carriage and Insurance Paid To..) yani “taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş satış” niteliğinde olduğu, taşımanın ise gerek deniz ve gerekse de demiryolu suretiyle yapılmasının kararlaştırıldığı uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda, davadışı satıcının mal bedelini aldığının kural olarak kabulü mümkün olmayıp davacı sigortacı da, tazminat ödemesinde bulunduğu satıcının mal bedelini henüz almadığını, dava konusu eksik teslim edilen mal bedelinin tahsil edilmediğini belirtmektedir. Dosya kapsamı uyarınca, davalının bu durumun aksini iddia ve ispat ettiğinden söz edilemez. Her iki satış türünde de, mal alıcıya yükleme anında teslim edilmiş sayılacak ise de, satıcının mal bedelini tahsil edememiş olması halinde, mal üzerinde menfaati devam etmekte olup bu durumda satıcıya teslimde eksik çıkan mal bedeli nedeniyle ödeme yapan davacı ... şirketinin bu davayı açmasının mümkün bulunduğunun kabulü gerekir. Şu halde, mahkemece, satış türü konusunda yanılgıya düşülmek ve sadece yükleme suretiyle mal üzerindeki tasarruf ve sigorta tazminatını talep hakkının alıcıya ait olduğu kabul edilmek suretiyle eksik ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.