Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12580
Karar No: 2017/2179
Karar Tarihi: 21.03.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/12580 Esas 2017/2179 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/12580 E.  ,  2017/2179 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.02.2013 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil, elatmanın önlenmesi ve kal, 23.03.2013 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı ve tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne ve birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.09.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    Dava elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil istemine, birleştirilen dava geçit hakkı ve tazminat istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacıya ait 3934 sayılı taşınmazın davalı tarafından sera yapılmak suretiyle haksız olarak işgal edildiğini, bu sebeplerle müvekkilinin taşınmazını kullanamaması sebebiyle davalı tarafından yapılan müdahalenin önlenmesini ve geriye dönük beş yıl için tespit edilen ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının dava konusu 3934 parsel sayılı taşınmazın bir kısmını bedeli karşılığında davalının babası ..."ya haricen sattığını, parasını nakden aldığını, bu sebeple davalı tarafından haksız bir müdahalenin bulunmadığını, geçit hakkı için ayrıca dava açacaklarını bu sebeplerle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Birleştirilen dava da davacı vekili, davacının babasının 3934 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının geçit hakkı tesisi için bedeli mukabilinde haricen satın aldığını, parasının ödendiğini, bedeli ödenen yerin bir kısmının kullanılamaz ve atıl halde olduğunu, müvekkilinin geçit için başkaca kullanabileceği herhangi bir yolun bulunmadığını, bu nedenle geçit hakkı için tesis edilen taşınmazın bedelsiz veya bedeli mukabilinde müvekkili adına geçit hakkı tesisini ayrıca sözleşmeye aykırılık nedeniyle 5.000 TL tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
    Birleştirilen davada davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece davacı ..."nın açtığı davanın, meni müdahale ve kal talepleri yönünden kabulü ile; davacının ... ili, ... ilçesi, ... mevkinde kain 3934 parsel sayılı taşınmazda fen bilirkişisinin 26/12/2013 havale tarihli raporunda A ve B harfi ile gösterdiği toplam 100,34 m2"lik alana davalının yapmış olduğu müdahalenin önlenmesine, müdahale edilen alanda bulunan ve fen bilirkişinin raporunda A (27,30 m2) ve B (73,04m2) alana sahip sera ve çiçekliğin yıkımına, davacının ecrimisil talebinin kısmen kabulü ile 598,44 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleştirilen dosyada davacı ..."nın davasının, geçit hakkı tesisisi yönünden kabulü ile, ... ili, ... ilçesi, ... Köyünde bulunan 1802 parsel lehine, aynı mevkide bulunan 3934 nolu komşu parselden fen bilirkişisi ..."nın 26/12/2013 havale tarihli raporunda C harfi ile gösterilen 146,32 m2"lik yerden yaya ve tarım aracı geçişi için bedelsiz olarak geçit hakkı tesisine, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı- davalı vekili, davalı- davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı ... vekilinin ve birleştirilen dosyada davacısı ... vekilinin elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil taleplerine ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Davacı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır, geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 maddesi uyarınca tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi de gereklidir.
    Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
    İrtifak hakları, sahibine konusu olan eşyayı doğrudan doğruya kullanma veya ondan yararlanma yetkisi veren, malikine de bir çekinme borcu yükleyen, sınırlı bir hâkimiyet hakkıdır. Bazı irtifak hakları, sahibine eşyadan tam yararlanma hakkı (intifa hakkı) verdiği halde, bazı irtifak haklarında sahibinin eşyadan sadece sınırlı yararlanma hakkı bulunur (oturma, kaynak, geçit irtifakı). Ancak, Türk Medeni Kanununun 781. maddesi hükmüne göre, irtifak
    hakkı daima bir sözleşmeyle yapılır ve irtifak hakkının kurulmasına ilişkin yapılacak bu sözleşmede geçerli olması resmi biçim koşuluna bağlıdır.
    Somut olayda ise, 22.01.1977 tarihinde yapılan sözleşme adi yazılı düzenlenmiştir. Kısaca, bu sözleşmeye dayanarak davalının davacıya ait taşınmazlar üzerinde geçit hakkı bulunduğunun kabulüne olanak yoktur. Türk Medeni Kanununun 683. maddesi uyarınca taşınmaz malikinin, taşınmazı üzerindeki her türlü haksız elatmanın giderilmesini talep yetkisi bulunduğundan ve orta yerde geçerli bir geçit hakkı olmadığından, 3934 parsel sayılı taşınmazdan bedelsiz olarak geçit kurulması doğru görülmemiştir. Bu sebeple hükme esas alınan bilirkişi raporunda tek bir seçenek üzerinde durulmuş alternatif güzergahlar araştırılmamış yüzölçümü itibariyle küçük olan 3934 parsel sayılı taşınmazdan geçit kurulmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin yukarıda açıklanan ilkelerine uygun olarak başka geçit alternatifleri araştırılmalı, dava dilekçesinde talep edilen yer dışında başkaca güzergahların tespiti halinde bu güzergahlardaki parsel maliklerinin davaya katılmaları sağlanarak sonucuna göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacı ... vekilinin ve birleştirilen dava davacısı ... vekilinin elatmanın önlenmesi kal ve ecrimisil taleplerine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı ... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    21.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi