4. Hukuk Dairesi 2021/3029 E. , 2021/2657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuran (davacı) vekili, 29.11.2019 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu aracın müvekkilinin desteği Yunus Kadem’e çarpması neticesinde vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 3.500,00 TL cenaze giderinin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini 66.851,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; talebin kabulü ile 63.351,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 3.500,00 TL cenaze gideri toplamı 66.851,00 TL tazminatın 07/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aleyhine başvuruda bulunan Sigorta Şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş; karara davalı vekili tarafından itiraz edilmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından itirazın reddine dair karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti 06.08.2020 tarihli ara kararı ile davacıya elden takip yetkisi verilerek SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin belge sunulması istenilmiştir. Başvuran (davacı) ise ara karar tarihinden önce düzenlenen 16.06.2020 tarihli SGK tarafından belgesinde, ilgilinin kayıtlı yazınıza istinaden yapılan incelemede Yunus Kadem ile iligli olarak sigortalının geçirmiş olduğu ve vefatla sonuçlandığı iddia edilen 29.11.2019 tarihli iş kazası tespiti için Kurumumuza başvuruda bulunulduğu anlaşıldığı, fakat iş kazasıyla ilgili evrakların eksik olması sebebiyle Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığından soruşturma dosyasının bir sureti istenildiği, İş kazasıyla ilgili bilgi ve belgeler tamamlandığı zaman iş kazasının tespiti için gerekli işlemler yapılacağı, bu nedenle sigortalının geçirmiş olduğu iş kazasına ilişkin herhangi bir raporun tutulmadığı hak sahiplerine gelir bağlanmadığı ve rücuya sebp olacak peşin sermaye değerinin de bulunmadığı anlaşıldığından, düzenlenecek olan komisyon kararında sigortalının ölümünün iş kazasına bağlı olduğunun tespit edilmesi halinde sigortalının hak sahiplerine gelir bağlanabilecek ve peşin sermaye değeri de hesaplanabileceği belirtilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, SGK yazısından anlaşıldığı üzere, dosyada eksiklikleri giderilmediğinden henüz başvuru sahiplerine rücuya tabi bir gelir bağlanmadığı anlaşıldığı, bu nedenle davalı ... vekili tarafından Hakem kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. İtiraz Hakem Heyetince, davaya konu kazanın iş kazası olup olmadığına ilişkin SGK komisyonu tarafından verilecek karar beklenilmeden ve ara karardan önce SGK tarafından alınan belgeye itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Buna göre, SGK’ya yazı yazılarak dava konusu olay nedeniyle, iş kazası yönünden Komisyonun kararı sorularak, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde murisin vefatı nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı yönünde araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar.
Somut olayda; Uyuşmazlık Hakem Heyetince vefat tarihindeki asgari net ücretin iki katı kadar cenaze ve defin giderinini iki katı kadar cenaze ve defin giderinin kadri marufunda olduğu değerlendirilerek hüküm altına alınmıştır. Cenazenin defnedilmesi için yapılması zorunlu masraflardan davalı tarafın sorumlu tutulabileceği ve taziyeye ilişkin giderlerden sorumlu tutulamayacağına ilişkin Dairemiz"in yerleşik uygulaması göz önünde bulundurularak; cenaze dolayısıyla yapılması zorunlu olan masrafların ilgili Müftülük"ten sorulması suretiyle makul, uygun miktarda cenaze ve defin masrafı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesine "Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT"nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi,ancak hesaplanan miktarın maktu ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 09.07.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.