21. Hukuk Dairesi 2017/953 E. , 2017/5465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1986 yılı ve 19/03/1991 yılından 01/01/2014 yılına kadar sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 27/12/1991-31/03/1997 tarihleri arasında esnaf Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 27/04/1999-27/04/2012 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının 01/06/2000 - 27/04/2012 tarihleri arası kurumda kayıtsız olduğu dönemlerde de 2926 Sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının 27/12/1991 - 31/03/1997 tarihleri arası 1479 Sayılı Yasaya göre sigortalı sayılmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 2000-2012 yılları arasında prim kesintilerinin ve ürün teslimlerinin bulunduğu, 2000 yılındaki prim kesintisine göre Kurum tarafından 01/06/2000 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalılık tescilinin yapıldığı, 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi gereğince prim borcu bulunduğu için 30/04/2001 tarihinde sigortalılığının durdurulduğu (19 kodu), 01/09/2008 tarihinde yeniden sigorta girişinin yapılarak sigortalılığının devam ettirildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davacının prim kesintileri ve ürün teslimlerine göre 01/06/2000 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kabul edilmesi yerinde ise de davacının 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi uyarınca durdurulan süreleri her zaman ihya ile kazanması mümkün olduğundan söz konusu madde dikkate alınmazsa davacının hangi tarihler arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun Kurumdan sorularak tespit edilmesi gerekmektedir.
Yapılacak iş, 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi dikkate alınmazsa davacının hangi tarihler arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunu Kurumdan sormak, buna göre davanın konusuz kalıp kalmadığını ve davacının tespiti gereken bir sigortalılık süresi bulunup bulunmadığını belirleyip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 15/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.