Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/279
Karar No: 2015/1653

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/279 Esas 2015/1653 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/279 E.  ,  2015/1653 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 16. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 21/05/2013
    NUMARASI : 2013/292-2013/348

    Taraflar arasındaki “tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 16. İş Mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 18.12.2012 gün ve 2011/579 E., 2012/1355 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2013 gün ve 2013/3025 E., 2013/2984 K. sayılı ilamıyla;
    (...Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık, basit yargılama usulünün uygulandığı İş Mahkemelerinde; 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda, dosyanın bir kez daha takipsiz bırakılması halinde 1086 sayılı HUMK"un 409. maddesinin mi yoksa 6100 sayılı HMK"nın 320. maddesinin 4. bendinin mi uygulanacağı noktasındadır.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 320.maddesinin 4. bendi "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırılsa, dava açılmamış sayılır" hükmünü içermektedir. HMK"nın yürürlükte olduğu 01.10.2011 tarihinden sonra ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için ilk takipsiz bırakılma işleminin de 01.10.2011 tarihinden sonra olması gerekir.
    Somut olayda, davanın 31.05.2011 tarihinde açıldığı, 07.09.2011 ve 18.12.2012 tarihlerinde iki defa takipsiz bırakıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece HMK"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra dosyanın bir sefer takipsiz bırakılması nedeniyle işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yasal koşulları bulunmadığı halde HMK"nın 320/4.maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN : Davacı
    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin tesbiti istemine ilişkindir.
    Davacı, 1479 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılık süresinin tesbitini istemiştir.
    Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkeme, davanın yapılan yargılaması sırasında 07.09.2011 ve 18.12.2012 tarihli celselerde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/2. maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı asilin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu, ancak duruşmaya katılmadığı ve davalı vekilinin de davayı takip etmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiş; davacının temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.
    Mahkeme, önceki gerekçeleri genişletmek suretiyle ilk kararında direnmiş; hükmü davacı temyize getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasına girişilmeden önce, mahkemenin ilk kararında “Takip edilmeyerek 3 aylık süresi içinde yenilenmeyen davanın HMK’nın 150/5. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına” karar verilmesine karşın, direnme kararında ise; “Davanın 2. kez takipsiz bırakılması nedeniyle, HMK 320/4. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiş olmasının, yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınmıştır. Hukuk Genel Kurulunda yapılan tartışmalar sonucunda bu husus, maddi hata kabul edilerek, anılan kararın yeni hüküm olmadığı sonucuna oybirliğiyle varılarak ön sorun bu şekilde aşılmış ve işin esasının görüşülmesine geçilmiştir.
    İşin esasına yönelik olarak yapılan incelemede;
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; basit yargılama usulünün uygulandığı İş Mahkemelerinde; 01.10.2011 tarihinden önce açılmış ve anılan tarihten önce bir kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davalarda, dosyanın bir kez daha 01.10.2011 tarihinden sonra takipsiz bırakılması halinde 1086 sayılı HUMK"nın 409. maddesinin mi, yoksa 6100 sayılı HMK"nın 320. maddesinin 4. bendinin mi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.
    Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK)’nun 409. maddesi: “Oturuma çağrılmış olan tarafların hiçbiri gelmediği veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.
    Oturum gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hallerde, gün tespit ettirilmemiş ise, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle birinci fıkra hükmü uygulanır.
    Yukarıdaki fıkralar hükmü gereğince dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurması üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, oturum, gün, saat ve yerini bildiren çağrı kağıdı ile birlikte taraflara tebliğ olunur.
    Dava dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenilenirse yeniden harç alınır. Bu harç yenileyen tarafından ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, yeni bir dava sayılmaz.
    İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar açılmamış sayılır ve mahkemece bu hususta kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
    Birinci ve ikinci fıkralar gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi halde beşinci fıkra hükmü uygulanır.” hükmünü içermektedir.
    01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 320/son maddesinde ise;
    "Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır." düzenlemesi yer almaktadır.
    Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
    Usul kurallarının zaman bakımından uygulanmasında derhal uygulanırlık kuralı ile birlikte dikkate alınması gereken diğer bir husus da, yeni usul kuralı yürürlüğe girdiğinde, ilgili “usul işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı”dır.
    Hemen belirtilmelidir ki, dava, dava dilekçesinin mahkemeye verilmesiyle başlayan ve bir kararla (veya hükümle) sonuçlanıncaya kadar devam eden çeşitli usul işlemlerinden ve aşamalarından oluşmaktadır. Yargılama sırasındaki her usul işlemi, ayrı ayrı ele alınıp değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Yargılama sırasında yapılan bir usul işlemi tamamlanmış ise, artık yeni kanun o usul işlemi hakkında etkili olmayacak, dolayısıyla da uygulanmayacaktır.
    Eğer bir usul işlemi, yargılama sırasında yapılmaya başlanıp, tamamlandıktan sonra, yeni bir usul kuralı yürürlüğe girerse, söz konusu işlem geçerliliğini korur. Başka bir deyişle, tamamlanmış usul işlemleri, yeni yürürlüğe giren usul hükmünden (veya kanunundan) etkilenmez.
    Yargılama sırasında yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun konuya ilişkin, “Zaman bakımından uygulanma” başlığını taşıyan 448. maddesi ile;
    “(1) Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.”
    düzenlemesi getirilmiştir.
    Anılan madde uyarınca mülga HUMK zamanında açılan dava, hiç işlemden kaldırılmamış dolayısıyla bir işlem yapılmamış ve 6100 sayılı HMK zamanında işlemden kaldırılmışsa bu takdirde, tamamlanmış bir işlem bulunmadığından ve usul hükümlerinin hemen uygulanması gerektiğinden hareketle HMK hükümlerinin uygulanması gerektiğinde duraksamamak gerekir. (Hukuk Genel Kurulu"nun 15.05.2013 gün ve 2012/17-1629 E., 2013/700 K. sayılı kararı).
    Buna karşılık somut olayda olduğu gibi, mülga 1086 sayılı HUMK’nun yürürlükte olduğu dönemde davanın bir kez işlemden kaldırılıp yenilenmesinden sonra, 6100 sayılı HMK zamanında da işlemden kaldırılması halinde, önceki yasa zamanında yapılmış işlem gözetilerek 6100 sayılı HMK uygulanarak bir sonuca ulaşılması usule uygun olmayacağı gibi, varılacak sonuç hukuki güvenlik hakkına da aykırı olacaktır; bu bakımdan direnme kararının bozulması gerekmiştir.
    Nitekim, Hukuk Genel Kurulunun 29.05.2013 gün ve 2012/21-1698 Esas, 2013/779 Karar; 12.03.2014 gün ve 2013/6-497 Esas, 2014/268 Karar; 25.02.2015 gün ve 2013/3-1324 Esas, 2015/877 Karar sayılı kararlarında da aynı sonuca varılmıştır.
    Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından HMK’nun 320/4. maddesi ile sadece davacının davasını takip yükümlülüğünün daha sıkı usul koşullarına bağlandığı, çünkü derdest bir davada HMK’nun zaman bakımından uygulanmasına ilişkin “tamamlanmış işlem” istisnasının daha önce gerçekleşmiş ve bitmiş usule dair olguları kapsamakta olup, herhangi bir şekilde “kazanılmış hak” koruması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme direnme kararının onanması yönünde görüş bildirmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
    O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 17.06.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI
    Özel dairenin; HMK"nun 320. maddesinin 4. bendinin uygulanabilmesi için ilk işlemden kaldırma işleminin HMK"nun yürürlüğü girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra gerçekleşmesi gerekir,

    görüşüne iştirak etmek mümkün değildir. Zira, HMK"nun 448. maddesi gereğince bu kanun tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanır. Bu itibarla somut olayda 01.10.2011 tarihinden önce HUMK hükümlerine göre gerçekleşmiş işlemden kaldırma işleminin yok sayılması mümkün değildir.
    Sonuç olarak yerel mahkemenin hukuk muhakemesi kurallarına uygun kararının onanması gerekirken bozma şeklinde gerçekleşen saygıdeğer çoğunluğun görüşüne muhalifim.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi