14. Hukuk Dairesi 2016/10956 E. , 2017/2150 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.10.2009 gününde verilen dilekçe ile irtifak hakkına yönelik elatmanın önlenmesi ve yıkım istenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Dinayet İşleri Başkanlığı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 1561 parsel sayılı 6.011.503,00 m2 arazi cinsli taşınmaz üzerinde 20.09.2001 tarih 650 yevmiye nolu Türkiye Elektrik İletim Üretim A.Ş. lehine kurulu bulunan irtifak hakkına yönelik müdahalenin önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, caminin “...” tarafından yapıldığını, yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığına ait olduğunu, tüzel kişiliği olmayan ve taşınmaz mal edinme imkanı bulunmayan kurum aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı ... irtifak hakkına konu olan ve dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu 1561 sayılı parselde hissedar olmadığından davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine karar Dairemizce “...633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 4379 sayılı Kanun ile değişik 35. maddesi ile cami ve mescitlerin yönetiminde Diyanet İşleri başkanlığı görevli kılındığından, davanın ayrı bir tüzel kişiliği olan Diyanet İşleri Başkanlığına karşı açılması yerindedir.
Bu nedenle mahkemece işin esasına girilerek tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gerekçesiyle oyçokluğu ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile 1561 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan davacı kuruma ait irtifak alanı içinde bulunan Hafız ... tamamının yıkılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
TMK"nın 718. maddesine göre yasal sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla arazi mülkiyeti kapsamına üzerindeki yapılar da girer. Kal isteği bulunduğundan davanın, tapu kaydında malik olanlar kimse onlara karşı açılması gerekmektedir. 633 sayılı Diyanet İşleri Başkanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 35. maddesine göre, hakiki ve hükmi şahıslar tarafından yapıldığı halde izinli veya izinsiz olarak ibadete açılmış bulunan cami ve mescitlerin yönetiminin 3 ay içinde Başkanlığa devredileceği hükmüne yer verilmiştir. Anılan yasal düzenleme, sadece cami ve mescitler ile ilgili olarak oluşturulmuş bir yönetim varsa bunun 3 ay içinde Başkanlığa devredilmesini düzenlemekte, gerçek veya tüzel kişilerin cami inşaa ettikleri özel mülkiyetlerine dahil taşınmazların mülkiyetinin devri veya niteliğinin değiştirilmesi ile ilgili bulunmamaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı ibadete açılmış cami ve mescitlere imkanlar nispetinde kadro tahsis eder, buralarda görev yapanların mesleki ehliyetleriyle ilgili esas ve usulleri düzenler ve atamalarda bulunur. Kısaca cami ve mescitlerin yönetim ve denetimi adı geçen Başkanlığa aittir. Mülkiyeti ise tapu kaydında malik bulunanlardadır. Davada yıkım isteği de mevcuttur. TMK"nın 684 ve 718. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da malikidir. Taşınmaz üzerindeki camii de mütemmim cüz olmakla mülkiyet hakkına dahildir ve bu caminin yönetiminin kanunla ve yukarıda ayrıntısıyla açıklanan şekilde mali ve idari açıdan Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiş olması, dava konusu 1561 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin mülkiyet hakkından kaynaklanan haklarını ortadan kaldırmaz. Bu nedenle, davanın; dava konusu cami binasının bulunduğu 1561 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında malik olan tüm müşterek maliklere karşı açılması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/4 Esas, 2010/56 Kararı ayrıca, Dairemizin 18.12.2008 tarihli ve 2008/12971 Esas, 2008/15496 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Bu durumda 1561 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin tamamına karşı husumet yöneltilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili tam olarak sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.