
Esas No: 2016/17441
Karar No: 2019/7894
Karar Tarihi: 29.11.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/17441 Esas 2019/7894 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Uygulama kadastrosu sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan ve tapuda davacı ...adına kayıtlı bulunan eski 1689 parsel sayılı 8.751,12 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, 270 ada 19 parsel numarasıyla ve 7.730,01 metrekare yüzölçümlü olarak tespit ve tescil edilmiş, davacıya ait taşınmazın kuzey sınırında bulunan taşınmaz dere yatağı vasfıyla, doğu ve güneyinde bulunan taşınmazlar ise yol vasfıyla tescil harici bırakılarak haritasında gösterilmiştir. Davacı ... Makina İmalat Montaj İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. uygulama kadastrosu sırasında kendisine ait taşınmazın yüzölçümünün eksildiği, eksikliğin haritasında tescil harici bırakılan komşu taşınmazlardan kaynaklandığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda çekişmeli taşınmaza komşu 270 ada 22 parsel sayılı taşınmaz yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine, çekişmeli 270 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 3402 sayılı Yasa"nın 22/A maddesi gereğince uygulamasının iptaline, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 249.366 metrekare, (E) harfi ile gösterilen 260.116 metrekare, (F) harfi ile gösterilen 223.387 metrekare, (G) harfi ile gösterilen 226.02 metrekare alanın davacıya ait 270 ada 19 parsel sayılı taşınmaza tevhidine, (B) harfi ile gösterilen 46.848 metrekare, (C) harfi ile gösterilen 25.08 metrekare alanın davacıya ait 270 ada 19 parsel sayılı taşınmazdan düşülmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiş, davalı ... ise katılma yoluyla temyiz isteminde bulunmuştur.
1- Davalı ... vekilinin, temyiz dilekçesinin kendilerine 11.11.2016 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, katılma yolu ile 24.11.2016 tarihinde temyiz isteminde bulunduğu, bu haliyle temyiz talebinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 433/2. maddesinde öngörülen 10 günlük temyiz süresinden sonra yapıldığı anlaşılmakla; Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.06.l990 tarih l989/3 Esas ve l990/4 sayılı Kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432/4. maddesi gereğince davalı ... vekilinin temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
2- Davacı vekili ve davalı Hazine vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesine gelince; Uygulama kadastrosu yapılırken öncelikle zeminde bulunan ve tesis kadastrosu tarihinde mevcut olan sabit nokta ve sınırlardan, aynı döneme ya da yöreye ait farklı amaçlarla üretilmiş haritalar ile benzeri verilerden yararlanılarak yapılan teknik çalışmalarla, tesis kadastrosuna ait pafta haritaları ortofoto üzerine işlenmekte; haritanın zemine uygun olmaması halinde farklılıkların nerelerden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı tespit edilip varsa hatalar yöntemine uygun şekilde giderilmekte, düzenlenen ada raporu ile yapılan teknik çalışmalar ve gerekçeleri açıklanmakta; bundan sonra taşınmazların bütün sınırları tek tek değerlendirmeye tabi tutularak ilk tesis kadastrosu sırasındaki gerçek fiili duruma ulaşılmaya çalışılarak, uygulama tutanağı düzenlenmekte ve uygulama kadastrosu haritaları üretilmektedir. İşte, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, uygulama kadastrosu faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yönelik davalardır. Bu nedenle mahkemelerce, uygulama faaliyetine eşdeğer ve amaca uygun bir araştırma yapılması zorunludur.
Mahkemece, amacına ve yöntemine uygun bir araştırma yapılabilmesi için öncelikle, denetime veri teşkil etmek üzere, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, tesis kadastrosuna ait pafta haritası, varsa bu haritada değişiklik yapan ifraz haritaları, mahkeme ilamları ve eki olan haritalar, varsa uygulama kadastrosu sırasında yararlanıldığı anlaşılan diğer haritalar, çekişmeli taşınmaza ilişkin tesis kadastrosu ve uygulama kadastrolarına ait ölçü çizelgesi, hesap cetveli ve ölçü krokileri gibi bilgi ve belgelerin toplanması gerekmektedir. Bundan sonra mahallinde, yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, harita ya da jeodezi mühendisi fen bilirkişisinin katılımı ile keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan tesis kadastrosu sırasında da zeminde mevcut olan sabit sınır ya da yapılar bulunup bulunmadığı sorularak varsa yerleri fen bilirkişisine işaretlettirilmeli, fotoğrafları çekilmeli, taraflar keşif sırasında hazır bulunmakta ise zeminde ortak sınır üzerinde uzlaşıp uzlaşmadıkları tespit edilip gerektiğinde imzaları ile beyanları tevsik edilmeli, uzlaşılan sınırlar ile iddia edilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından haritasında işaretlenmeli, keşif sırasında hazır edilmeleri halinde ziraat bilirkişisi ile jeoloji mühendisi bilirkişisinden, taşınmazlar arasında değişmeyen doğal ya da yapay sınırlar bulunup bulunmadığı sorulmalı, fen bilirkişisinden denetime veri teşkil etmek üzere dosya içine getirtilen bilgi ve belgeler ile bilirkişi ve tanık anlatımlarından yararlanarak uygulama kadastrosunu denetlemesi istenmelidir. Fen bilirkişisinden, tesis kadastrosunun, paftaların üretim yılı, üretim tekniği, altlığı ve ölçeği gibi hususları da açıklar tarzda hangi yöntem ve tekniklerle yapıldığı, uygulanan yöntemlerin hata paylarının ne olduğu, üretilen haritaların zeminle uyumsuz bulunması halinde farklılığın nereden ve hangi sebeplerden kaynaklandığı, sırasıyla tersimat hatası, hesap hatası, ölçü hatası ve sınırlandırma hatası bulunup bulunmadığı, uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yeni sınırların niteliğinin ne olduğu ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak belirlenip belirlenmediği, uygulama kadastrosunda hata yapılmış ise doğru sınır ve haritanın nasıl olması gerektiği gibi hususlarda ve "ada raporu" ile "uygulama tutanağı ve haritasını" irdeler şekilde, teknik ve bilimsel verilere dayalı, gerekçelendirilmiş, denetlenebilir ve ayrıntılı rapor ve haritalar alınmalıdır. Raporun denetime elverişli olması için fen bilirkişisinden, düzenleyeceği haritalardan iki tanesinde hava fotoğrafı üzerinde, iki tanesinde ise ortofoto (yoksa uydu fotoğrafı) üzerinde ilk tesis kadastrosu paftası ve uygulama kadastrosu paftasını çakıştırması istenmeli; çakıştırmaların birer tanesinin ada bazında değerlendirme yapmaya elverişli geniş ölçekli olması, diğerinin ise çekişmeli taşınmaz ve çevresini gösterir şekilde daha dar ölçekli olması istenmelidir. Fen bilirkişi haritasında, uygulama kadastrosunda yanlışlık varsa, infazı kabil bir hükme esas olmak üzere doğru sınırların nasıl olması gerektiği de gösterilmelidir. Açıklanan yönteme uygun inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Somut olayda mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılmamış, uygulama kadastrosuna ait ölçü krokisi, ada raporu, tesis ve uygulama kadastrosuna ait hesap cetvelleri, ölçü cetvelleri, tesis kadastrosunun yapıldığı tarihe en yakın tarihli hava fotoğrafları, temin edilebilen en eski ve güncel ortofoto ve uydu fotoğrafları, uygulama kadastrosu sırasında yararlanılan diğer bilgi ve belgeler getirtilmemiş, teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda uygulama paftası ile ifraz krokileri çakıştırılmakla birlikte, haritada hangi renkle gösterilen yerin imar sonucu oluşan sınır yeri, hangilerinin uygulama sınırı olduğu net olarak belirtilmemiş, sınır farklılıklarının hangi nedenlerden kaynaklandığı yönetimince açıklanmamış, mahkemece sadece fen bilirkişi raporuna atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Yöntemince yapılmayan inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamayacağı gibi, bilimsel verilerle desteklenmeyen ve denetime imkan vermeyen soyut içerikli, gerekçesiz ve yetersiz teknik bilirkişi rapor ve haritasına itibar edilerek de hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle sözü edilen eksik belgeler getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışındaki üç kişilik bilirkişi kurulunun katılımıyla keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazların tesis kadastrosundaki sınırlarının neresi olduğu, bu sınırlarda zaman içerisinde herhangi bir değişiklik olup olmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, göstermeleri halinde söz konusu sınırlar teknik bilirkişilere harita üzerinde işaretlettirilmeli, harita mühendisi bilirkişi kuruluna, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yaptırılarak ve özellikle taşınmazın tesis kadastro sınırını, ifraz sonucu oluşan sınırını, imar sonucu oluşan sınırını ve yenileme sonucu oluşan sınırını aynı haritada çakıştırmak suretiyle gösteren, denetime ve hüküm kurmaya elverişli rapor düzenlettirilmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek ve eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de; uygulama kadastrosuna itiraz davalarında vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.11.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.