11. Hukuk Dairesi 2016/11985 E. , 2018/3986 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.05.2016 tarih ve 2010/522-2016/370 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinden ... adına kayıtlı olan 2003/02173 sayılı endüstriyel tasarım için diğer müvekkiline lisans hakkı verildiğini, tasarıma konu halı kurutma ve santrifuj makinesinin müvekkili şirket tarafından üretildiğini, davalının da aynı ürünü imal edip piyasaya sunmak suretiyle müvekkilinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz ettiğini, davalının yetkilisi hakkında endüstriyel tasarıma tecavüz suçundan açılan kamu davasının mahkumiyet ile sonuçlandığını ileri sürerek davalının tecavüzünün durdurulmasını, 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın şikayet tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ürettiği makinenin davacı adına tescilli tasarımdan farklı olduğunu, müvekkilinin, kendi adına tescilli olan 2008/09438 ve 2008/09439 sayılı faydalı modeller doğrultusunda imalat yaptığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, tarafların aynı işkolunda çalıştığı, halı kurutma ve santrifuj makinesi imal ettikleri, davalı tarafından imal edilen halı yıkama ve santrifuj makinelerinin tasarımlarının, davacının 2003/02173 sayılı endüstriyel tasarım belgesine sahip makineler ile ileri derecede benzerlik arz ettiği, bu nedenle davalının gerçekleştirdiği halı kurutma ve santrifuj makinesi imalat ve satışı işinin, davacı adına tescilli endüstriyel tasarım belgesine ve bu belgeden doğan haklara tecavüz niteliğinde olduğu, davalının dayandığı faydalı model tescillerin korumalarının davacının tescillerinden sonra başladığı, davalının üretimlerini bu belge uyarınca yapsa dahi, başkasının tasarımını ihlal etme hakkına sahip olmayacağı, ürününü, davacının tasarımından farklılaştırması, en azından görsellerde değişiklik yapması gerektiğinden, davalının imalatının davacının endüstriyel tasarım belgesinden doğan haklarına tecavüz niteliği taşıdığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından yapılan halı kurutma ve santrifuj makinesi imalat ve satışı işinin davacı adına TPE"de 2003/02173 tescil numarası ile kayıtlı endüstriyel tasarım belgesine ve bu belgeden doğan haklarına tecavüz niteliğinde olduğunun tespitine, 3.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın 28.04.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece endüstriyel tasarıma tecavüzün tespitine, maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesinde açılan kamu davasında, davalının 551 sayılı KHK"nın 73/A-c bendi uyarınca cezalandırılmasına ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup CMK"nın 231/5. maddesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmayacağının belirtildiği, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının, sonuçları itibariyle bir mahkumiyet kararı olmadığı, kural olarak, sanığın aleyhine sonuç doğuracak şekilde bir etki oluşturmayacağı da nazara alındığında davalı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararı nedeniyle davacı adına tescilli endüstriyel tasarıma tecavüz edildiğinin sabit olduğundan söz edilemeyecektir. ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/854 Esas sayılı dosyasına marka vekili ve makine mühendisi bilirkişiler tarafından ibraz edilen bilirkişi raporunda, davalıda ele geçirilen ürün ile davacı adına tasarıma konu ürünlerin karşılaştırılmasında “söz konusu halı yıkma ve sıkma makinesinin tasarım ve faydalı model tesciline sahip müşteki ürünlerine, ileri derecede benzerliği göz önünde bulundurulduğunda, tasarım tescili bulunmayan sanığın müşteki firmanın ürünleri ile iltibasa yol açacak derecede benzer mal üretip kullandığı ve bu şekilde sanığın bu eyleminin müştekiye ait tasarım tescilli ürünleri üzerinde tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiğinin söylenebileceği” ifade edilmiş, tasarım hakkına tecavüz hususunda bunun dışında bir değerlendirmeye yer verilmemiştir. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi raporlarında ise, davalıda ele geçirilen ve davalı tarafından üretilen ürün ile davacı adına tescilli endüstriyel tasarım karşılaştırılmamış, davalının sonradan adına tescil ettirdiği faydal model belgelerinin tasarımdan kaynaklanan haklara tecavüzü önlemeyeceği ifade edilmiş ve maddi tazminat istemi yönünden hesaplamalar yapılmıştır.
554 sayılı KHK"nın 11. maddesinde “Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, 7. maddeye uygun olarak o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımların dikkate alınacağı, koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verileceği, tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun dikkate alınacağı” düzenlenmiştir. Anılan madde hükmü uyarınca, koruma kapsamının belirlenmesinde kıyaslanan tasarımların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimle belirgin bir benzerlik gösterip göstermediğinin tespiti gerekmektedir. Bu nedenle, mahkemece, aralarında bir tasarım uzmanının da bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden, uyuşmazlık konusu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı gözüyle ve kıyaslanan tasarımlarla farklılıklarından çok ortak özellikleri ile birlikte bıraktıkları genel izlenim itibariyle benzer olup olmadıkları hususunda yeni bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken 554 sayılı KHK"nın Korumanın Kapsamının Belirlenmesi başlıklı 11. maddesine uygun olmayan ve denetime elverişli bulunmayan ceza mahkemesine sunulmuş bilirkişi raporu esas alınarak eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, 28.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.