12. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/22149 Karar No: 2007/23304
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/22149 Esas 2007/23304 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2007/22149 E. , 2007/23304 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bismil İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 13/04/2007 NUMARASI : 2006/35-2007/13
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : 1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi; 2- Alacaklı tarafından borçlu hakkında çek’e dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlu vekilince TTK.nun 662, 726, 730 ve İİK.nun 71/33-a maddeleri uyarınca İcra Mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı belge kambiyo senedi niteliğinde çek olduğundan olaya TTK.nun 726 ve 730. maddesi göndermesi ile 662 ve 663. maddelerinin uygulanması gerekir. TTK.nun 662. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler” dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK. nun 662.maddesinde zamanaşımını keseceği belirtilen dava açılması da alacaklı tarafından açılan dava veya borçlu tarafından açılan menfi tesbit davasıdır. İİK"nun 105. maddesinde şekil bulan geçici aciz vesikasına dayanılarak açılan tasarrufun iptali davaları zamanaşımını kesmez. Somut olayda, icra dosyasında alacaklı vekili tarafından 02.11.2002 tarihinde işlem yapıldıktan sonra Bismil Asliye Hukuk Mahkemesine 2004/309 esas numaralı menfi tesbit davasının açıldığı 02.04.2004 tarihine kadar zaman aşımını kesen hiçbir işlem yapılmadığı ve bu tarihler arasında T.T.K.’nun 726.maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Ancak borçlunun aynı konuda Bismil İcra Hakimliği’ne yaptığı itiraz sonucunda 06.04.2005 tarih 2005/8-21 sayılı ilamı ile borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Her ne kadar İcra Mahkemesi kararları kesin hüküm oluşturmaz ise de, aynı konuda verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde daha sonra verilmiş olan karara karşı kesin hükmün sonuçlarını doğurur. O halde borçlunun zamanaşımı itirazının bu nedenle reddi yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonuçta istem reddedildiğinden Mahkeme kararı sonucu itibari ile doğru olup, borçlu vekilinin zamanaşımı itirazına yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 3- Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda zamanaşımı itirazının yanında 9.10.2006 tarihli memurluk kararının iptalini de talep etmiş olup Mahkemece borçlunun anılan şikayeti hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (3). madde de yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.