23. Hukuk Dairesi 2015/620 E. , 2016/3826 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :....
Taraflar arasındaki kooperatif yönetim kurulu kararının iptali davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife ait 2,4,9,10 ve 21 no’lu payların sahibi iken 2 no’lu payını dava dışı ....’a, 9 no’lu payını ....e, 10 no’lu payını ...’a, 21 no’lu payını da....a devredip 4 no’lu payını kendi üzerinde bıraktığını, davalı kooperatifçe bu kişiler ve müvekkili hakkında usul ve yasaya aykırı şekilde 21.08.1997 tarih ve 56 no’lu yönetim kurulu kararı alınarak ortaklıktan çıkarıldıklarını, müvekkilinin bu kişilerin paylarını tekrar devralarak 24.11.1997 tarihinde aidat borçlarını kooperatif hesabına yatırdığını, müvekkiline ait 4 no’lu pay nedeniyle ihraç kararının iptali için açtığı davanın kabul edilerek 21.08.1997 tarih ve 56 no’lu kararın iptaline karar verildiğini, diğer payların da müvekkiline ait olduğunu ileri sürerek, davalı kooperatifteki 2,9,10, ve 21 no’lu paylar ve 4 no’lu pay ile birlikte müvekkilinin 5 adet payının bulunduğunun tespitini (21.08.1997 tarih ve 56 sayılı yönetim kurulu kararının iptali yoluyla) talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu 2,9,10 ve 21 no’lu payların dava dışı üçüncü kişilere ait iken bu kişilerin ortaklıktan çıkarıldıklarını, kesinleşen ihraç kararları dolayısıyla hak sahibi olmayan kişiler ile yapıldığı ileri sürülen devir işlemlerinin müvekkilini ilgilendirmeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 20.07.2010 gün ve ..... sayılı ilamı ile; davacının anılan payları dava dışı kişilerden haklarında verilen ihraç kararlarından sonra ve fakat anılan ihraç kararları kesinleşmeden devraldığı ve devirlerin kooperatife bildirilmesine rağmen kooperatifçe davacının üyeliğe kabulüne dair bir işlem yapılmadığı, söz konusu ihraç kararları kesinleştikten sonra kooperatifin 23.05.2008 tarihli genel kurulunda paylarını davacıya devreden 4 kişiye atıfet mehili tanıdığı, o halde öncelikle çözümlenmesi gereken sorunun söz konusu atıfet mehili kararının muhataplarına tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, adı geçenlere atıfet mehillerinin kooperatife bildirilen bu son adresler dışında kalan adreslere tebliğ edildiği ve bu tebligatların hiç birinin doğrudan muhatabına ulaşmadığı, bu durumda atıfet mehili kararlarının ..... için usulsüz olduğu, davacının söz konusu iki pay için ortak olduğunun kabulü gerektiği gibi, diğer iki paya yönelik olarak bu iki şahsın kooperatife devir sözleşmeleri ile bildirdikleri adreslerinin aynı olup olmadığının belirlenmesinden sonra adreslerin aynı olduğu sonucuna ulaşılırsa yapılan tebligatların geçerliliklerinin araştırılması gerektiği belirtilerek bozulmuş olup; .../...
S.2
mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Yargıtay HGK"nın 05.10.2012 tarih ve ...... sayılı ilamıyla, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerektiği bildirildiğinden, mahkemece yeniden yapılan yargılama sonucunda; atıfet mehili kararlarının..... payları için usulsüz olduğu, davacının söz konusu iki pay için ortak olduğunun kabulü gerektiği, diğer iki pay yönünden ise her ne kadar atıfet mehili kararlarının tebliğ adreslerinin kooperatife bildirilen adres ile aynı olsa da .....yapılan tebligatların usulüne uygun olmadığı, zira, ..... isminde bir sekreteri olmadığı, kaldı ki ..... yapılan tebligat adresi ile .... yapılan tebligat adresinin aynı olduğu ancak o dönemde ......"ın yanında çalışmadığı ve yapılan tebligattan da haberi olmadığı, .....isminde çalışanı olmadığı, ancak....isminde çalışanı olduğu, ..... aynı kişiler olduğu kabul edilse dahi ....n yapılan tebligattan haberi olmadığı, kaldı ki tebligat yapılacak muhatabın o yerde bulunmadığının tebligat evrakına yazılmadan doğrudan sekreter ya da işçiye yapılmasının tebligatı geçersiz kılacağı, sonuç olarak dava edilen dört pay yönünden atıfet mehli kararlarının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, davacının dört pay için ortak olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.