
Esas No: 2016/2944
Karar No: 2018/3233
Karar Tarihi: 09.04.2018
Vergi Usul Kanununa Muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/2944 Esas 2018/3233 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Sanık hakkında “defter ve belge ibraz etmeme” suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu anlaşılmakla, sanık müdafiinin vaki temyiz isteminin CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca itiraz olarak kabulü ile dava dosyasının merciince karara bağlanmak üzere mahalline İADESİNE,
B) Sanık hakkında “2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve kullanma” suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde ise;
1)Sanığın "2007 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve kullanma" suçlarını işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; 12.06.2013 tarihli vergi suçu raporunda, sanığın kullanmış olduğu faturaları düzenleyen mükellefler yönünden hazırlandığı belirtilen vergi tekniği raporlarının dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; faturaları düzenleyen ... Amb.İnş.Akar.Gıda San.Tic.Ltd.Şti, ... Teks.Tur.Gıda.İnş.San.ve Tic.Ltd.Şti, ..., ... ve ... haklarındaki vergi tekniği raporlarının getirtilmesi, bu şirket yetkilileri ve mükellefler hakkında belirtilen takvim yılında “sahte fatura düzenleme” suçundan dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi ve toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Kabule göre de;
a)Sanık hakkında "2007 takvim yılında sahte fatura kullanma ve sahte fatura düzenleme" suçlarından kamu davası açılmış olup, hükmün gerekçesinde sanığın 2007 takvim yılında sahte fatura düzenlediği ve sahte fatura kullandığı kabul edilmesine rağmen, sahte fatura düzenlenme ve sahte fatura kullanma suçlarının birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanık hakkında tek bir mahkumiyet hükmü kurulması,
b)Sahte fatura düzenleme suçu açısından, suç tarihinin düzenlenen en son fatura tarihi olan “31.12.2007”, sahte fatura kullanma suçu yönünden ise, faturaların en son Aralık ayı KDV beyannamesinde kullanılması nedeniyle suç tarihinin “25.01.2008” olacağı cihetle; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 4369 sayılı Yasa ile değişik 359/b-1. maddesinde onsekiz aydan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, aynı eylemin düzenlendiği 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 276. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde ise üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası öngörüldüğü nazara alındığında, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarının cezasının alt sınırının 18 ay hapis olduğu ve temel cezanın teşdiden uygulandığına ilişkin bir gerekçe de gösterilmemesine rağmen, temel cezanın 3 yıl hapis cezası olarak takdir edilmesi suretiyle fazla ceza tayini,
c)Sanığın aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlediği ve kullandığının dosya kapsamından anlaşılmasına karşın, zincirleme suçla ilgili TCK"nın 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini,
d)5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan yoksunluğun sanığın kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, kendi altsoyu dışındakiler yönünden infaz tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 09.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.