Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5820
Karar No: 2021/1224
Karar Tarihi: 04.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5820 Esas 2021/1224 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/5820 E.  ,  2021/1224 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, davacının 01/11/1995 tarihinden 30/07/2005 tarihine kadar davalı işyerlerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti ile iş hukukundan kaynaklanan işçilik alacakları istemine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma kararına uyularak ilamında belirtildiği şekilde, hizmet tespiti yönünden davanın kabulüne, işçilik alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılardan Kurum ve ... Kömür ve İnş. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, Mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla , bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21 - 35 - 64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 10.11.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Öte yandan; Mahkeme kararı kanunda açıkça belirtilmiş unsurları ihtiva etmeli ve belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararda bulunması gereken hususlar HMK 297. maddede ayrıntılı olarak tek tek sayılarak gösterilmiştir. Bunun sebebi, kararın açık ve gerekçeli olması, infazı kabil olması ve hukuki dinlenilme hakkının yerine getirilmesidir. 298. maddeye göre de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacaktır.
    Kararda yazılması gereken en önemli unsurlardan birisi de hüküm sonucudur. Zira hüküm sonucu, davacının somut talepleri hakkında infaz edilebilecek ve kesin hükme konu olabilecek şekilde kaleme alınmalıdır. Madde 297/2 “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”.
    Diğer taraftan açıklanması gerekir ki, Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir.
    Somut olay değerlendirildiğinde, ihtilaf konusu dönem içerisinde 01/11/1995- 30/07/2005 tarihleri arasında davacının davalılara ait olduğu anlaşılan farklı sicil numaralı bir çok işyerinden giriş çıkış yapılmak sureti ile otuz günün altında hizmetinin bildirildiği anlaşılmakla davacının her bir işveren nezdindeki kesintili çalışmalarına ilişkin olarak hizmet dönemlerinin tefrikiyle davacıya hangi tarihler arasında hangi işveren nezdinde çalıştığı hususu açıklattırılarak muhtelif sicil no lu işyerlerinin kanun kapsamına alınabilecek nitelikte faal olduğu sürelere de dikkat etmek suretiyle her bir hizmet dönemi içerisinde geçen gerçek ve fiili çalışma olgusunun titizlikle ortaya koyulması gerekmektedir. Bununla birlikte, bilirkişi raporuna atıfla yetinilerek karar verilmesi, infazda şüphe ve tereddüt yaratacak nitelikte olduğu gibi H.M.K. madde 297’ye aykırı olarak tesis edildiğinden bu durum bozma nedeni sayılmıştır.
    Mahkemece yapılacak iş, davacıya farklı sicil no ile adına bildirimde bulunulan davalı işyerlerinden hangisinde hangi sürelerde çalıştığını açıklatmak, bu işyerlerine ait işyeri tescil dosyaları eldeki dosya içeriğinde yer aldığından davacının çalıştığını iddia ettiği hizmet sürelerine ilişkin olarak ilgili işyerlerinin kanun kapsamında olmadığı dönemlerin bulunması halinde, ilgili döneme ait ihale belgelerini getirterek işyerinin kanun kapsamına alınabilecek nitelikte faal olup olmadığını denetlemek, hizmet dönemlerini her birini kendi içinde tefrik ederek her bir hizmet dönemi için gerçek ve fiili çalışma olgusunu kendi içinde değerlendirmeye yönelik olarak dava konusu yapılan çalışma döneminin tamamında, imzalı ücret bordrosu olan dönemlerde imzalı ücret bordrosu kadar, imzalı ücret bordrosu olmayan veya olup da itiraz edilen imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılan tüm dönemler için işyeri bordrolarını getirmek, her bir hizmet dönemi için dönem bordro tanıklarını ayrı ayrı belirlemek suretiyle bunların beyanlarına başvurmak, beyanları ile yetinilmediği takdirde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, sonucuna göre çalışmanın davalılara ait işyerlerinde geçip geçmediği, davalılara ait işyerinde geçmiş ise hangi işyerlerinde hangi sürelerde geçtiğini de açıkça belirterek H.M.K. madde 297 hükmüne de uygun bir şekilde infaza elverişli bir karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece, yukarıda belirtilen hukuki ve maddi olgular göz önünde bulundurulmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalılardan Kurum ve ... Kömür ve İnş. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Kömür ve İnş. Ltd. Şti."ne iadesine, 04/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi