11. Hukuk Dairesi 2016/12135 E. , 2018/3966 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.09.2015 tarih ve 2012/482-2015/597 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı ...."de bulunan hesabından internet bankacılığı yolu ile 28/05/2005 tarihinde toplam 6.800,00 TL"nin çekildiğini, diğer davalılar hakkında bu işlem nedeniyle ceza kovuşturması başlatıldığını, davalı bankanın müvekkilinin zararından diğer davalılarla birlikte sorumlu olduğunu ileri sürerek 6.800,00 TL"nin haksız fiil tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı .... vekili; müvekkili bankanın internet stantartlarının uluslararası alanda kabul gören seviyede olduğunu, müvekkili tarafından davacıya verilen şifreleri koruyamayarak zarara davacının kendisinin sebep olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; bankaların diğer alanlarda olduğu gibi internet ortamında yapılacak işlemlerde de sistem güvenliğini sağlama banka mevduat sahiplerinin güvenli bir şekilde işlem yapabilmesi için gerekli güvenlik alt yapısını hazırlama interaktif bankacılık işlemleri sırasında şifre bilgilerinin üçüncü kişilerce ele geçirilmesini önleyecek bir güvenlik mekanizması oluşturması gerektiği, sistem güvenliğinin sağlanamamasından kaynaklanan zararların sorumluluğunun bankaya ait olduğu ve davalı banka tarafından hesapta bulunan paranın güvenliğinin tam olarak sağlanamadığı, diğer davalıların para transferini yaptıklarına dair yeteri kadar delil bulunmadığı gerekçesiyle davalı banka aleyhine açılan davanın kabulü ile 6.800,00 TL"nin olay tarihinden itibaren en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı .... vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 348,38 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı ..."den alınmasına, 28.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava, davacının şifresinin üçüncü kişilerce kullanılmak suretiyle davalı banka şubesinde mevcut hesabından yapılan işlem yoluyla gerçekleşen zararın davalı banka ve diğer davalılardan tahsiline yöneliktir.
Mahkemece dosya üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporda, zarara yol açan eylemlerin bizzat davacının saklamakla yükümlü olduğu kişisel bilgileri kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği, davacının kişisel bilgilerinin ise davalı bankanın sisteminden ele geçirilmiş olmasının mümkün bulunmadığı açıklanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede davacının kişisel bilgilerini korumak, üçüncü kişilerin eline geçmesini engellemek konusunda taahhütte bulunduğu da açıktır. Nitekim dosya kapsamı uyarınca, zarar doğuran işlemin davacının kişisel bilgileri kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının kişisel bilgilerinin başkalarınca öğrenilmesinde ve buna bağlı olarak ortaya çıkan zararlı sonuçta kusurlu olduğunun kabulü gerektiği ortadadır. Davacının kişisel bilgilerinin suç teşkil eden bir eylemle elde edilmiş olması sonuca etkili olmayıp ortaya çıkan zararlı sonuçta davacı kişisel bilgilerini saklamakta yeterli özeni göstermemesi nedeniyle, davalı banka ise kusurlu da olsa bilgisayar ve telefon güvenliğini sağlamakta yetersiz kalan mudilerinin olabileceği gerçeğinden hareketle, kullanıcılar için ek güvenlik önlemlerini zorunlu kılmamış olmaktan ötürü kusurlu sayılmalıdır. Bu nedenlerle Dairemiz çoğunluğunun kararın onanmasına ilişen görüşüne katılamıyorum.