23. Hukuk Dairesi 2015/5802 E. , 2016/3815 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Vek. Av. ...
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av...... ile davacı vekili Av. ..."nün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin de hissedar olduğu taşınmazda hissedar olan davalı şirketin, ortaklığın giderilmesi davası açacağı tehditi ile arsa sahiplerini arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalamaya zorladığını, arsa sahiplerinin bu hususta davalı şirketin avukatına vekalet vermek zorunda kaldıklarını, müvekkili ile de 03.06.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını ve taşınmazın tapu kaydına şerh edildiğini, taşınmazın tüm hissedarları ile sözleşme imzalanmadığından sözleşmenin geçersiz olduğunu, davalı yüklenicinin, aradan 7 yıl geçmesine rağmen hiç bir edimini yerine getirmediğini, ayrıca sözleşme tarihinden sonra bölgedeki imar planları iptal edildiğinden, sözleşmenin ifasının olanaksız hale geldiğini ileri sürerek, taraflar arasındaki 03.06.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile bu sözleşme nedeniyle tapu kaydına konulan şerhin terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının doğru olmadığını, sözleşme imzalandığı tarihte geçerli bir imar planı bulunduğunu, kaldı ki sözleşmede imar planının değişebileceği öngörülerek yeni oluşacak duruma göre paylaşım oranları belirlendiğini, ayrıca, tüm paydaşları ile sözleşme yapılmamasının sözleşmenin geçerliliğine etkisinin bulunmadığını, diğer paydaşlarla sözleşme yapılancaya ya da onlar aleyhinde açılacak davalar sonucunda, taşınmazdaki ortaklık giderilinceye kadar geçen sürenin geçici ifa imkansızlığı niteliğinde olduğunu, arsa sahiplerinin bu hususu öngörerek sözleşme imzaladıklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, sözleşme imzalandıktan sonra bölgedeki imar uygulamasının iptal edildiği, ortaklığın giderilmesi davasının halen devam ettiği, bugüne kadar hukuki ve fiili imkansızlıklar nedeniyle inşaata başlanamadığı, tarafları sözleşmeyi ile bağlı tutmanın hakkaniyete aykırı olduğu, aksi durumun mülkiyet hakkının belirsiz süreli olarak kısıtlanması anlamına geleceği, kaldı ki taşınmazın tüm paydaşları ile sözleşme imzalanmamış olduğundan, sözleşmenin başından beri geçersiz olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ve sözleşmenin feshi ile taşınmazların tapu kaydındaki sözleşme şerhinin terkinine karar verilmiştir.
.../...
S.2
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydına konulan sözleşme şerhinin terkini istemlerine ilişkindir.
TMK"nın 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Öncelikle sözleşme konusu taşınmaz üzerine arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılabilmesi ve yapılan sözleşmenin paydaşları ve yükleniciyi bağlayıcı olması için tüm paydaşlarca ya da yetkili temsilcilerince sözleşmenin imzalanmış olması veya yapılan sözleşmeye "onay" verilmesi zorunludur.
Somut olayda, taraflar arasındaki dava konusu ...."nin 03.06.2005 tarih ve 12834 yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın davacı ve sözleşmeyi imzalayan arsa malikleri dışında başka paydaşlarının da bulunduğu, davalı yüklenici tarafından taşınmazın tüm paydaşları ile sözleşme imzalandığı ya da sözleşmeye onay verdikleri hususunun savunulmadığı anlaşılmış olup, bu sebeple sözleşme geçersiz hale gelmiştir.
Bu durumda mahkemece, feshin ancak geçerli bir sözleşme için söz konusu olabileceği, bu şekilde açılmış bir davada “Çoğun içinde az da vardır.” kuralı gözetilerek, sözleşmenin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hüküm fıkrasının 1. bendindeki “ifa imkansızlığı ve” ibaresi ile "FESHİNE" ibaresinin çıkarılmasına, "FESHİNE" ibaresinin yerine "geçersizliğinin tespitine" ibaresi yazılması suretiyle hükmün re"sen DÜZELTİLEREK ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.