Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/17016 Esas 2015/4148 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17016
Karar No: 2015/4148
Karar Tarihi: 16.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/17016 Esas 2015/4148 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/17016 E.  ,  2015/4148 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/05/2014
    NUMARASI : 2014/95-2014/342


    Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I


    Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında aylık 250 TL olarak hüküm altına alınmış olan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek; nafakanın 650 TL ye yükseltilmesini ve gelecek yıllarda nafakanın TÜFE oranında artışına karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde; elde ettiği gelirle ailesini geçindirmekte zorlandığını, talep edilen nafakayı ödeyecek mali gücünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; "...boşanma kararından sonra davalı kocanın evlendiği, üç tane çocuğunun olduğu, 600 TL kira ödediği, maaşı dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığı, geçinmekte zorlandığı (...) davacının davasının kabulü halinde zaten geçinmekte zorlanan davalının ekonomik olarak daha zor duruma düşeceği, kaldı ki davacının çalışmasına engel bir durumunun da olmadığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
    Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.
    Somut olayda; davacı kadın her ne kadar sağlıklı ve çalışma gücüne sahip ise de, eğitim durumu ve yaşı itibariyle düzenli bir gelir elde edecek işe girmesi ülkemiz koşullarında mümkün değildir.
    Ayrıca, artırılması istenen nafaka, hükmün verildiği 08.12.2010 tarihindeki şartlara göre takdir edilmiş olup, bu tarihte davalının birlikte yaşadığı şimdiki eşinden olma (2005 ve 2009 doğumlu) iki çocuğunun bulunduğu, iş bu davanın açıldığı 31.01.2014 tarihine kadar geçen sürede tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında değişme olduğu, ancak bu değişimin olağan olduğu açıktır.
    Bu durumda, mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması ve gelecek yıllar için artış oranının belirlenmesine ilişkin istem hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.