Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3460
Karar No: 2016/1862
Karar Tarihi: 27.01.2016

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/3460 Esas 2016/1862 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2015/3460 E.  ,  2016/1862 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar, asıl ve birleşen davada, davalı şirketin inşa ettiği “.. projesinden bağımsız bölüm satın aldıklarını, dava dışı ... tarafından dava dışı Taşoluk Belediyesi aleyhine açılan ve ... 4. İdare Mahkemesi" nin 09.12.2006 tarih ve 2005/1089 Esas 2006/702 Karar sayılı kararı ile inşa edilen proje kapsamındaki alanların imar durumu ile ilgili olarak hukuki ayıp oluştuğunu, ayrıca davalı tarafından vaat edilen havuz, çocuk oyun bahçesi, mesire alanı, spor tesisleri ve ticaret merkezi gibi sosyal ve sportif alanların kendilerine teslim edilmediğini, davalının edimini eksik olarak ifa ettiğini ve bundan dolayı kendilerinin zarara uğradıklarını bu hususta 16.10.2009 tarihinde ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi" nin 2009/241 D.İş. Dosyasında tespit talebinde bulunduklarını ileri sürerek zararlarının mahkemece belirlenerek tahsilini istemişlerdir.
    Davalı, davacılara karşı herhangi bir taahhütte bulunmadığını, bağımsız bölümlerin eksiksiz olarak teslim edildiğini, ayıp ve eksik bulunmadığını, kaldı ki ayıp ihbar mükellefiyetinin de süresinde yerine getirilmediğini savunarak asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, sosyal ve sportif alanların yapılmamış olması nedeniyle eksik ifadan dolayı asıl davanın kabulü ile davacı ... yönünden 12.354.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 10.637.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.759.00.TL" nın, davacı ... yönünden 19.518.00.TL" nın, davacı ... yönünden 18.260.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 18.260.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın, davacı ... Güçlü yönünden 9.872.00.TL" nın, davac...yönünden 10.272.00.TL" nın, birleşen davanın kabulü ile davacı ... yönünden 9.130.00.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dava yönünden davalı Şirket tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Mahkemece, alınan bilirkişi rapor ve ek raporları da dikkate alınarak, tanıtım ve satış sırasında, proje kapsamında ve vaziyet planı içerisinde gösterilerek taahhüt edilen spor tesisleri, ticaret merkezi, havuz, çocuk oyun bahçesi, mesire alanı gibi sosyal ve sportif tesislerin inşa edilmediği, taahhüt edilen şekilde edimlerin yerine getirilmediği, bu durumun eksik ifa niteliğinde olduğu kabul edilerek, değer kaybına hükmedilmiş ise de; Uyuşmazlık; dava konusu olayda “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
    Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
    Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
    Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır.
    Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
    Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmaması yani hiç yapılmayan iştir.
    Eksik ifa ise, Kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4 maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır.
    Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
    Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafından dairenin 01.04.2011 tarihinde satın aldığı, teslimin yapıldığı, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihi olan 17.11.2012 tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen tesislerin kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istediği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, yapılmadıkları kabul edilen spor tesisleri, ticaret merkezi, havuz, çocuk oyun bahçesi, mesire alanı gibi sosyal ve sportif tesislerin, davacıların satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacıların bu ayıplardan bağımsız bölümü teslim aldıkları tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Buna göre her bir davacı teslim aldıkları bağımsız bölüm yönünden bu ayıplarla ilgili olarak 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmaları gerekmektedir. Yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunduğunu ispat yükü davacılardadır. Site yönetiminin veya diğer tüketicilerin, tüketici adına ayıp ihbarında bulunma hak ve yetkisi bulunmamaktadır. Kaldı ki 4.madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş olup konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.
    Davalı, davaya konu bağımsız bölümlerin hangi tarihte davacılara teslim edildiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Davalı ve bu hususta davacılar da delil sunduğu takdirde toplanan delillerle, dosyada mevcut bazı teslim tutanakları ile teslimin hangi tarihte yapıldığı taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri de dikkate alınarak kanıtlanamazsa davacıların beyanı esas alınmalıdır.
    Hal böyle olunca, mahkemece, asıl ve birleşen dava yönünden taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri de dikkate alınarak her bir bağımsız bölümün davalı tarafından usulüne uygun olarak hak sahibi olan davacıya hangi tarihte teslim edildiği ve teslimden sonra her bir davacının sosyal ve sportif tesislere ilişkin ayıp ihbarını hangi tarihte yaptığı hususunda gerekirse tarafların sunacağı deliller yönünden de araştırma yapılarak açık ayıp olan sosyal ve sportif tesisler ile ilgili ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususunda değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenlerine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi