21. Hukuk Dairesi 2016/19270 E. , 2017/5305 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ile davalı ... Ltd. Şti. Vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalı ...nin tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, sigortalının iş kazasından vefatı nedeniyle eş, çocuk, anne, baba ve kardeşlerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı eş yararına 10.000,00 TL. Maddi, 40.000,00 TL. Manevi, davacı çocuk yararına 5.000,00 TL. Maddi, 10.000,00 TL. Manevi, anne ve baba yararına ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar ... , ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen tahsiline, davacı kardeşlerin manevi tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; ... Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından olayın iş kazası olduğunun tespit edildiği, sigortalının iş kazası neticesinde 02/10/2012 tarihinde vefat ettiği, hükme esas bilirkişi kusur raporunda olayın meydana gelmesinde davalıların % 80 oranında kusuru bulunduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.
Gerek mülga BK’nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı TBK’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Öte yandan, davacı eş, çocuk, anne ve baba dışındaki diğer davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... müteveffanın kardeşleri olup, bu olay nedeniyle manevi acı, elem ve ızdırap duyacakları kuşkusuzdur. Bu nedenlerle kardeşler hakkındaki manevi tazminat talebinin reddi hatalı olmuştur.
Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı anne ve baba yararına ayrı ayrı hüküm altına alınan 5.000,00 TL manevi tazminat azdır. Ayrıca davacı kardeşlerin manevi tazminat taleplerinin sabit olamaması gerekçe gösterilerek, kardeşler yararına manevi tazminata hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde davacıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalı ... Ltd. Şti."ne yükletilmesine
13/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.