12. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/20226 Karar No: 2007/23093
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2007/20226 Esas 2007/23093 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2007/20226 E. , 2007/23093 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Şişli 3. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 03/04/2007 NUMARASI : 2007/93-2007/436
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Adi ve ticari faiz ayrımı faizin bağlı olduğu para borcunun hangi hukuki ilişkiden doğduğuna bağlı olarak yapılan bir belirlemedir. Ticari faizin sözkonusu olabilmesi için asıl borcun bir ticari işten kaynaklanması gerekir. TTK.nun 21/2.maddesi aynen; "bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Şu kadar ki, hakiki şahıs olan bir tacir, ticari muameleyi yaptığı anda bunun ticari işletmesi ile ilgisinin olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya muamele, fiil veya işin ticari sayılmasına halin icabı müsait bulunmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş mahiyetinde olan mukaveleler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğeri içinde ticari iş sayılır" hükmünü içermektedir. Anonim şirket niteliğinde olan alacaklı ...........................tacir ve yaptığı her türlü işlemde ticaridir. Diğer yandan borçlu ...........................de anonim şirket olup tacir statüsünde olduğu tartışmasızdır. Ticari işte ticari faiz uygulanır. Dayanak ilamda, mahkemesince 31.936 YTL.nin temerrüt tarihi olan 15.04.2002. tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte borçludan alınarak alacaklıya verilmesine hükmedilmiş, anılan ilamda açıkça adi faizin uygulanacağı belirtilmemiştir. O halde, takip konusu alacağa 3095 Sayılı Kanunun 2/2 maddesinde öngörülen avanslarla ilgili ticari işlerdeki temerrüt faiz oranlarının uygulanması gerekir. Alacaklıda takibindeki işlemiş faiz istemini bu oranlara göre hesaplama yaparak başlatmıştır. Borçlunun faize ilişkin tirazının bu oranlar üzerinden denetlenmesi gerekirken, mahkemece iskonto faiz oranlarına göre hesaplama yapan bilirkişinin raporuna itibar edilerek sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07.12.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.