Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1377
Karar No: 2016/8524
Karar Tarihi: 09.05.2016

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/1377 Esas 2016/8524 Karar Sayılı İlamı

19. Hukuk Dairesi         2016/1377 E.  ,  2016/8524 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinde imzası olması nedeniyle kefil sıfatı ile aleyhine davalı banka tarafından icra takibi yapıldığını, müvekkilinin süresinde itiraz etmediğinden takibin kesinleştiğini, davacı tarafa kefil olmak amacıyla müvekkilinin imza atmadığını, asıl borçlunun alacağı araca ilişkin kredi sözleşmesine imza attığını sanarak sözleşmeyi imzaladığını, ancak daha sonra banka görevlilerince müvekkiline yanlış sözleşmeye imza atıldığını, imza atılan dosyanın başka bir krediye ilişkin olduğunu, araç kredisi ile ilgili olmadığını, imzanın iptal edileceğinin söylendiğini, koşulların uygun olmaması nedeniyle araç kredisi alınmasından vazgeçildiğini, davalı banka tarafından davacıya borcun yeniden yapılandırılması ve faiz indirim teklifi üzerine borcun devam ettiğinden haberdar olunduğunu iddia ederek,davacının icra takip tarihi itibariyle 40,818,23 TL borcu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili,müvekkili banka ile asıl borçlu ....arasında akdedilen kredi sözleşmesinde davacının kefil olarak yer aldığını, ... 7. İcra Müdürlüğünün 2008/1803 esas sayılı dosyası üzerine yapılan icra takibinde kefil olması nedeniyle borçlu olarak gösterildiğini, davacının borcu olmadığını ispatla mükellef olduğunu, bu hususta hiçbir yazılı belge olmadığını savunarak ,davanın reddini istemiştir
    Mahkemece,yapılan yargılama sonunda,dava konusu genel kredi sözleşmesi ve tanık beyanlarına göre, ...."nın asıl borçlu, Serkan Kundakçı ve Şahin Kundura"nın ise kefil olarak genel kredi sözleşmesini imzaladığı, borçlu ile kefiller hakkında kredi riskleri konusunda araştırma yapıldığı ancak davacının kefil olarak sözleşme imzalanırken bildirilmediği her ne kadar davacının sözleşmenin 64. ve 63. sayfasında kefiller bölümünde imzası var ise de kefilin kredi sözleşmesinden dolayı borcunun olabilmesi için kefil olunan miktarın açıkça yazılmış olması gerekir iken yalnızca diğer kefiller ...Ltd.Şti"nin 60.000,00 TL kefalet limiti bulunduğuna dair imzalarının olduğu, davacı ..."nın kefalet limitinin belli olmadığı, yine banka tarafından davacıya hesap kat ihtarının tebliğ edilmediği gibi tanıkların beyanlarında taraflar arasında kredi sözleşmesi ile ilgili hiç bir kefalet ilişkisinin bulunmadığının bildirildiği, davacının her ne kadar kredi sözleşmesinde imzası var ise de kefalet limitinin tespit edilmediği ve hesap kat ihtarınında tebliğ edilmediği ve sözleşme yapılır iken kefil olarak isminin bildirilmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı banka ile asıl borçlu arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden dolayı davacı ..."nın kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, .... 7. İcra Müdürlüğünün 2008/1803 sayılı takip dosyasındaki toplam 40.418,23 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava hile iddiasına dayalı düzenlenen sözleşmeden dolayı borçlu bulunulmadığı istemine ilişkindir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan TBK"nın 39.maddesi uyarınca aldatma sebebi ile sözleşme yapan taraf aldatmayı öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını beyan etmediği taktirde sözleşmeyi kabul etmiş sayılır.
    Davacının aldatmayı en geç ödeme emrinin tebliğ edildiği 01.03.2008 tarihinde öğrendiği ve bu tarih ile 10.03.2015 dava tarihi arasındaki sürenin bir yılı geçtiği anlaşıldığından mahkemece Yasada belirtilen bu hak düşürücü süre gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın talep halinde iadesine, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    .

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi