Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9838 Esas 2017/2067 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9838
Karar No: 2017/2067

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9838 Esas 2017/2067 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde, ortaklığın giderilmesi davasından dolayı verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Muhatapların adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamayacağı belirtilmektedir. Tebligatın yapılabilmesi için çıkarılan ilk tebligat muhatabın bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Eğer bu tebligatın bila tebliğ iade edilmesi durumu söz konusu ise muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine tebligat çıkarılacaktır. Kanunun 21/2. maddesi ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2 ile 79. maddelerine göre çıkarılacak tebligatlar açık mavi renkli zarflarla yapılacaktır. İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekmektedir. Mahkeme kararında davalıya yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve yukarıda belirtilen ilkelere göre tebliği yapılması gerektiği vurgulanmaktadır. Kararda geçen kanun madd
14. Hukuk Dairesi         2015/9838 E.  ,  2017/2067 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adresİ olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır.
    Kanunun 21/2. maddesine ve Yönetmeliğin 16/2 ile 79. maddelerine göre çıkarılacak tebligatların, açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığı, istisnai olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret edilmektedir.
    İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Yönetmeliğin 29 ve 30. maddelerince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
    Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
    Somut olaya gelince; davalı ...’e çıkarılan gerekçeli karar tebligatının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nın 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalının bilinen en son adresine tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görülmüştür.
    Bu durumda mahkemece, adı geçen davalıya gerekçeli kararın yukarıda belirtilen ilkelere göre tebliği ile yasal temyiz süresinin beklenilmesi ve temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 20.03.2017 tarihinde karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.