17. Hukuk Dairesi 2015/6403 E. , 2018/953 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkındaki Sigorta Tahkim Komisyonunu İtiraz Hakem Heyetinin 02.12.2014 tarih 2014/İHK-161. sayılı kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Başvuran vekili Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; davalı ... tarafından tanzim edilen ZMMS poliçesi ile teminat altına alınan ve müteveffa ...’ın sevk ve idaresindeki araç ile seyir halinde iken tek taraflı olarak meydana gelen kazada ...’ın vefat ettiğini, müteveffanın ünlü bir mevlithan olduğunu, emekli geliri haricinde de aylık gelir elde ettiğini, davacının eşinin ölümü nedeni ile desteğinden mahrum kaldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 15.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, talebin kısmen kabulü ile 37.692,02 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava davacı murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının
konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Somut olayda mahkemece alınan bilirkişi raporunda müteveffanın (destek) geliri hesaplanırken, iki ihtimalli hesaplama yapılarak, hem Türkiye Hafızlar ve Mevlithanlar Cemiyeti tarafından bildirilen, bir mevlithanın 2014 yılı itibariyle aylık ortalama 3.750,00 TL yani asgari ücretin 4,62 katı tutarında gelir elde edebileceği ihitimaline dayanarak hesaplama yapılmış,hem de yasal asgari ücret üzerinden tazminat hesabı yapılmış, Mahkemece yasal asgari ücret esas alınarak yapılan hesaplama kabul edilerek, bu miktar üzerinden hüküm kurulmuştur. Böyle bir davada gerçek zararın belirlenmesi için, desteğin gelirinin daha net ve ispata yarar somut delilerle ortaya konulması gerekmektedir.Hakem Heyetinin de kabulünde olduğu ve desteğin katıldığı T.V programlarından anlaşıldığı üzere, müteveffanın mevlithan olduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Bu hususta uyuşmazlık bulunmadığına göre, Hakem Heyetince ilgili kurumlardan mevlithanların aylık ortalama geliri sorularak, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken,eksik inceleme ve araştırma ile, asgari ücret üzerinden hesaplama yapılan rapora dayalı verilen karar doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.02.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.