11. Hukuk Dairesi 2016/10064 E. , 2018/3949 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 07/04/2016 tarih ve 2015/712-2016/318 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22.05.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların davalı şirketin ortağı olduklarını, davalı şirketin 26 Mart 2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında kendilerini temsil için Av...."ya vekalet verdiklerini, vekilin şirket merkezine gitmesine rağmen bir toplantının yapılmadığını, buna rağmen olağan genel kurul toplantısı fiilen yapılmış gibi toplantı tutanağının önceden yazılarak hazırlandığını, tutanağın, tutanakta divan başkanı olarak adı soyadı yazılan Recep Özkale ve Av.Ebru Yenigün tarafından önceden imzalandığını, tutanakta eksik kalan oy toplayıcısı imzasının da Av. Esra Tacettin tarafından davacıların vekili yanında imzalandığını, genel kurulun fiilen toplanıp karar almadığından işlemlerin hukuka aykırı olduğunu, genel kurul tutanağının da yoklukla malul olduğunu, ancak davalı şirket yetkililerinin yazılı tüm uyarılara rağmen davalı şirkete ait 2014 yılı olağan genel kurul kararlarını şirket internet sitesinde yayınlayarak, noter onayı yaptırıp İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ibraz ettiklerini, davacıların vekillerinin şirket gelir, gider, kâr ile ilgili hesap ve bilançolarının incelenmesi talebinin kabul edilmediğini, davalı şirketin yapılan açıklamalara göre % 4 civarında çok kötü bir kârlılık ile yönetildiğini, davalı şirket yöneticilerinin düşük kâr açıklayarak davacıların kârdan düşük pay ve temettü almasına sebep olduklarını, ayrıca sermaye payı içindeki hisselerinin oranlarını eritmeye çalıştıklarını ileri sürerek; davalı şirketin 26/03/2015 tarihinde yapılması kararı alınan 2014 yılı olağan genel kurulunun hukuken yoklukla malul olması sebebiyle genel kurul ve genel kurul kararlarının iptalini, davacıların ve vekillerinin incelenmesine ibraz edilmeyen şirket gelir, gider, kâr ile ilgili hesap ve bilançolarının incelenmesi ile varsa usulsüzlerin tespitini, dava konusu genel kurul kararlarının uygulanmaması için dava sonuna kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu genel kurulda alınan kararların, nitelikleri itibari ile davacıyı zarara uğratacak nitelikte kararlar olmadığını, genel kurul kararlarının dava tarihinde icra edilmiş bulunduğunu, genel kurul kararlarının ticaret siciline tescil ve Ticaret Sicili Gazetesi"nde ilan edildiğini, genel kurul kararının iptalini talep için öngörülen 3 aylık hak düşürücü sürenin dolduğunu, genel kurul kararlarının iptali için ortağın veya temsilcisinin toplantıda alınan kararlara muhalif kalması ve bu durumun tutanağa geçirilmiş olmasının gerektiğini, Av. ..."nun davacıların
genel kurulda oy kullanmaya yetkili temsilcisi olarak hazır bulunduğunu, hazirun cetvelini imzaladığını ve genel kurul toplantısı sırasında da herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, muhalefette bulunmadığını, tüm kararların davacıların temsilcisinin de katılımıyla oybirliği ile alındığını, genel kurul kararlarının tescil ve ilana dair de hiçbir işlem ve itirazın söz konusu olmadığını, davacıların iddialarını ispatlar nitelikte hiçbir bilgi ve belge ibraz edilmediğini, iptal talebine konu genel kurula ait toplantı tutanağı ve hazirun cetvelinin imzalı, noter onaylı ve tescilli belgeler olup aksi ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğunu, aksinin de aynı nitelikte yazılı bir belge ile ispatlanmasının gerektiğini, davacıların bilgi alma ve inceleme talebinin usulsüz olup huzurdaki davadaki talepler ile ilişkilendirilebilir nitelikte olmadığını, davacıların mali tablo ve raporlara ilişkin genel kurul öncesi taleplerinin yetkisiz temsilcinin başvurusu dolayısıyla haklı olarak reddedildiğini, genel kurul günü de davacıların temsilcisinin usulüne uygun yetki belgesi ile şirket merkezinde hazır bulunmasına karşın bir gün önceki talebi kapsamında şirketten yazılı talepte bulunmadığını, mali tablo ve denetçi raporlarının genel kurul sırasında da incelemeye açık ve hazirun tarafından erişilebilir durumda bulundurulduğunu, davacıların bilgi alma hakkına ilişkin taleplerinin yerine getirilmediği iddiasıyla süresinde asliye ticaret mahkemesine başvurularının olmadığını, davalı şirketin %4 gibi çok kötü bir kârlılık ile yönetildiği, düşük kâr gösterilerek davacıların kârdan düşük pay almasına sebep olunduğu bu nedenle davalı şirket gelir, gider, kâr ve bilançosunun incelenmesinin gerektiği belirtilmiş ise de, söz konusu genel kurulda alınan kâr dağıtımı kararının şirketin bu konudaki yerleşik uygulaması bağdaştığını, diğer yandan, bu talebin huzurdaki davanın bir sorumluluk davası olmaması nedeniyle dinlenemeyeceğini, davanın haksız menfaat elde etmek için hissedarlık hakkının kötüye kullanılması niteliğinde ve Pirelli Grubunu hisse devri için pazarlığa zorlamak için baskı girişimi olduğunu, dava konusu davalı şirket genel kurulunun iptali şartlarının bulunmadığı gibi yokluğundan da söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacıların genel kurulun önceden yapılıp tutanağın önceden hazırlanarak önceden imzalandığına ilişkin dosyaya yeterli, kesin ve inandırıcı ve genel kurul tutanağının aksini ispatlayıcı delil sunamadıkları, hazirun cetvelinde davacılar vekilinin imzasının bulunduğu, yapılan işlemlerin TTK ve ilgili mevzuata uygun olduğu, alınan genel kurul kararlarının genel hükümlere, hukuka ve ahlaka aykırı olmadığı, bu nedenle genel kurul kararının iptalini gerektirir şartların mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına,24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.