17. Hukuk Dairesi 2016/15140 E. , 2018/949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı ..."in kullandığı, davalı ... adına kayıtlı ... plaka sayılı araç ile ... plaka sayılı araçların karışmış oldukları 08/12/2008 günü meydana gelen trafik kazasında ... otoyolu yapı ve güvenlik elemanları ile eklentilerine maddi hasar verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 4.936,00 TL hazine alacağının kaza tarihi olan 08/12/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile 2.467,75 TL tazminatın olay tarihi olan 08.12.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, dair karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Mahkeme kararı Dairemizin 2014/15149 Esas, 2014/13440 karar sayılı, 15/10/2014 tarihli kararı ile “... Somut olayda kısa kararda “davanın kabulü ile 4.936,00 TL tazminatın 08.12.2008"den itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline” karar verildiği, gerekçeli kararda ise “davanın kabulü ile 2.467,75 TL"nın 08.12.2008"den itibaren yasalfaiziyle birlikte davalılardan tahsiline” karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere kısa karar ile gerekçeli karar uyumlu olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulmasına, kabule göre de; mahkemece, davalılardan ..."e dava dilekçesi ve gerekçeli karar ilanen tebliğ edilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. fıkrasında “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” düzenlemesi karşısında, mahkemece davalı ..."ın adres kayıt sisteminde bulunan adresinin usulünce araştırılmaksızın ilanen tebligat yapılması da yerinde görülmediği belirtilmiş; Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 2.467,75 TL tazminatın olay tarihi olan 08/12/2008 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davasıdır kaza tesbit tutanağı açıklamalarına göre davalı araç orta bariyerlere dava dışı araç bu bariyerlere çarpmış ve zararlar farklı yerler olup bu durum bilirkişi raporuyla tartışılıp buna göre zarar belirlenmemiş olup bu durum temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır.Borçlar Kanununun müteselsil sorumluluk hükümlerine göre davalı ve dava dışı sürücü davacının zararının tamamından müteselsilen sorumlu olup, müteselsil sorumluluk ilkeleri gereğince her bir müteselsil sorumlu zararın tamamından sorumlu olması nedeni ile kazanılmış haklarda gözönüne alınarak bilirkişi raporu ile belirlenen zarar miktarı üzerinden davanın kabulü gerekirken kusur indirim yapılarak hüküm kurulması isabetli değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 14.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.