Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9501
Karar No: 2017/2030
Karar Tarihi: 16.03.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9501 Esas 2017/2030 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, ortaklığın giderilmesi istemiyle davalılar aleyhine dava açmıştır. Davacı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir. Ancak taşınmaz üzerinde bulunan bina gibi bütünleyici parçaların kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık vardır. Bu nedenle diğer ortaklar tarafından muhdesat iddiasında bulunan davalıya görevli mahkemede dava açmak üzere süre verilmiştir. Somut olaya gelince; davalıya, görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 94. maddesi uyarınca ikinci kez süre verilerek, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Ayrıca, dava konusu taşınmazda tapu kaydında \"Karayolları Genel Müdürlüğü\" lehine kamulaştırma şerhi vardır. Kamulaştırmanın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti yapılmalı ve ifraz edilebilir durumda ise, ifraz edilerek kalan kısım üzerinden ortaklığın giderilmesine karar verilmelidir. Kanun maddeleri ise; 6100 sayılı HMK'nun 165, 90 ve 94. maddeleridir.
14. Hukuk Dairesi         2015/9501 E.  ,  2017/2030 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.11.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 660 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesini talep etmiştir.
    Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kendilerine ait olduğunu; diğer davalılar ..., ... ve ... ise muhdesat iddiasında bulunan davalıların bu iddialarının doğru olmadığını, muhdesatın kendilerine murislerinden intikal ettiğini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın kabulüne dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere 6100 sayılı HMK"nun 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.

    6100 sayılı HMK’nun 90. maddesinde "süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler." hükmüne yer verilmiştir.
    Aynı yasanın 94. maddesinde "kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar." hükmüne yer verilmiştir.
    Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır.
    Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
    1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
    2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
    3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
    4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
    Somut olaya gelince; davalı ..."in muhdesat iddiasında bulunduğu, davacının ve diğer davalıların bu iddianın doğru olmadığını savunduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın kime ait olduğu hususunda taraflar arasında ihtilaf olduğu, mahkemece davalıya dava açmak üzere süre verildiği ancak verilen sürenin kesin süre niteliğinde olmadığı ve davalının dava açmak üzere ek süre talep ettiği anlaşılmakla; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda davalıya, görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nun 94. maddesi uyarınca ikinci kez süre verilerek, verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
    Kabule göre de; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydında "Karayolları Genel Müdürlüğü" lehine kamulaştırma şerhi bulunduğundan kamulaştırma şerhi üzerinde durularak, kamulaştırmanın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti, kesinleştiğinin anlaşılması halinde kamulaştırılan kısmının ifrazının mümkün olması halinde ifrazı ile kalan kısım üzerinden ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekir.

    Açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi