21. Hukuk Dairesi 2016/2435 E. , 2017/5284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 21.02.2000 tarihinden itibaren yetim aylığı bağlanmasına, annesinin vefatı, kardeşinin evlenmesi nedeniyle maaş oranının yükseltilmesine ve doğan hak kayıplarının ödenmesine, yersiz kesilen SGDP"nin faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı 21/02/2000 tarihli talebine istinaden ölüm aylığı bağlanmasını, hak sahibi annesi ve kardeşinin aylıktan çıkmaları nedeniyle 2010 yılından bağlanan aylığının yükseltilmesini ve yersiz kesilen SGDP"nin iadesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile, davacının babası ..." tan dolayı 01/02/2000-01/09/2003 tarihleri arasında ölüm aylığı almaya hak kazandığı , davacının bu tarihten itibaren ölüm aylığı almaya hak kazanamadığının tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 27/12/1997 tarihinde ölen eşi ..."den dolayı 506 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığı aldığı, davacının babası ..."ın 05/01/2000 tarihinde vefat ettiği ve 3 yıl 11 ay 8 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının bulunduğu, davacının 21/02/2000 tarihinde babasından dolayı ölüm aylığı bağlanmasını talep ettiği ancak davalı Kurumun davacının talebine cevap vermediği, ..."ın hak sahipleri olan davacının annesi ..."ın 08/08/2010 tarihinde öldüğü ve kardeşininde 06/09/2013 tarihinde evlenerek aylıktan çıktıkları, davacının 25/08/2010 tarihli talebi üzerine 01/09/2010 tarihinden itibaren babası ..."tan dolayı 25/100 oranında aylık bağlandığı anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Yasa"nın "Eş ve çocuklara, ana ve babaya tahsis yapılması " başlığını taşıyan 45. maddesinin 04.05.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Kanunla değişik 2. fıkrasının ( c) bendinde, sigortalının; 18 yaşını ( veya ortaöğretim yapması halinde 20 yaşını, yükseköğretim yapması halinde 25 yaşını ) doldurmamış veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malûl bulunan çocukları ile geçimini sağlayacak başka bir geliri olmamak koşulu ile yaşları ne olursa olsun evlenmemiş kız çocuklarına aylık bağlanacağı belirtilmiş, 1479 sayılı Yasa"nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa"nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrası “onsekiz yaşını, orta öğrenim yapması halinde yirmi yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde yirmibeş yaşını doldurmayan ve (18 yaşını doldurmayanlar hariç) bu Kanun ile diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan veya yaşları ne olursa olsun çalışamayacak durumda malul olan çocuklarla, yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan ve veya dul kalan ve bu Kanun ile diğer ... kanunları kapsamında çalışmayan, bu kanunlar kapsamındaki çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan kız çocuklarının her birine %25"inden az aylık bağlanamaz” şeklinde düzenlenmiştir.
1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulunu 619 sayılı K.H.K. 5 yıla çıkarmış ise de, anılan bu K.H.K.’de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile yürürlükten kalkmıştır. Ne var ki, 4956 sayılı Yasa’nın 21.maddesi ile 1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesindeki ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli sigorta primi ödeme süresi 5 yıla çıkarılmıştır. Yine aynı yasanın 57/b maddesinde bu değişikliğin 619 sayılı K.H.K.’nin yürürlükten kalkma tarihi olan 08.08.2001 tarihinden itibaren geçerli olacağı belirtilmiştir. Ancak, 1479 sayılı Yasa’nın 4956 sayılı Yasa ile değişik 41.maddesinin (a) bendinin yürürlüğe giriş maddesi olan 4956 sayılı Yasa’nın 57/b maddesinin iptali için 11.03.2004 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvurusunda bulunulmuş, Anayasa Mahkemesi’nin 24.06.2004 gün ve E:2004/18, K:2004/89 sayılı Kararı ile 4956 sayılı Yasa’nın 57. maddesinin (b) bendinin, 1479 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin birinci fıkrasının 4956 sayılı Yasa’nın 21. maddesi ile değiştirilen (a) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 02.07.2005 tarih ve 5389 sayılı Yasa’nın 4.maddesi ile 4956 sayılı Yasa’nın 57.maddesinin (a) benine “1479 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrası, 19,” ibaresinden sonra gelmek üzere “21” ibaresi eklenmiş ve aynı Yasa’nın 5/b maddesi uyarınca 4.maddesinin 2.8.2003 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
1479 sayılı Yasa’nın 41.maddesinde 4956 sayılı Yasa’nın 21. maddesiyle 24.7.2003 tarihinde yapılan değişiklikle 3 tam yıl prim ödeme koşulunu 5 tam yıla çıkaran düzenlemenin yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak değiştirildiğinden ,bu tarihten önce ölen sigortalıların hak sahipleri için 3 tam yıl sigorta primi ödeme koşulu aranacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, davacının babası ..."ın ölüm tarihi 05/01/2000 tarihi olup hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanması için 3 tam yıl prim ödeme koşulu aranmakta olup, ölüm tarihi itibariyle murisin 3 tam yıl prim ödemesi bulunmaktadır. 1479 sayılı Yasa"nın 45. maddesine 24.07.2003 tarih 4956 sayılı Yasa"nın 23. Maddesi ile eklenen (c) fıkrası önceki düzenlemeye göre daha lehe olup uygulanması gerekmekte olup yürülük tarihi 02/08/2003 tarihinden itibaren babası ..."tan dolayı 1479 sayılı Yasa kapsamında ölüm aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerekirken Mahkemece davacının bu yöndeki isteminin reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacının 4956 sayılı Yasa"nın yürürlük tarihinden önceki talebi yönünden ise ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 45/2. maddesi (c ) fıkrası uyarınca geçimini sağlayacak başka bir gelirinin olup olmadığının araştırılması gerekmektedir.
Öte yandan, davacının davalı Kurumca 01/09/2010 tarihinde babasından bağlanan 1479 sayılı Yasa kapsamındaki ölüm aylığının yükseltilmesi ve aylığından yersiz kesilen iadesi yönündeki talepleri Mahkemece araştırılmadığı ve olumlu-olumsuz bir karar verilmediği gibi dosya kapsamından davacıya 01/09/2010 itibariyle bağlanan aylığın halen ödendiği görülmekle davacının temyiz dilekçesindeki davalı Kurumca ödenen aylıkların kesilerek geri istendiği ve yurtdışı borçlanması yapılmasının istendiği şeklindeki bilgiler dosya kapsamıyla uyuşmamakta olup Mahkemece davacının talepleri ve Kurum işlemleri ortaya konulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine
13/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.