20. Ceza Dairesi 2016/2980 E. , 2017/1882 K.
"İçtihat Metni"
Yüksek Adalet Bakanlığı’nın, 15.01.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 25.12.2014 tarihinde 2014/493 esas ve 2014/779 karar sayı ile verilen tedavi ve denetimli serbestliğe ilişkin kararın kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 05.12.2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25.12.2014 tarih 2014/493 esas ve 2014/779 karar sayılı kararı ile sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedildiği,
2-Tedavi ve Denetimli Serbestlik kararının doğrudan mernis adresine tebliğe çıkarılarak Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi gereğince tebliğin yapıldığı ve kararın 28.01.2015 tarihinde kesinleştirildiği,
3- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca kararın gereğinin ifası için Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne gönderildiği, Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nce sanığın mernis adresine 11.03.2015 tarihli ve 2015/2623 D.S. sayılı çağrı kağıdının gönderildiği, sanığa; TCK"nın 191/2. maddesi gereğince hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verildiği, denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirmek için tebliğden itibaren 10 gün içerisinde Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurması gerektiği, haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmaksızın belirtilen süre içerisinde başvurmadığı takdirde dosyanın hapis cezasına çevrilmesi talebiyle mahkemesine gönderileceğinin ihtar edildiği, ihtarlı çağrının 24.03.2015 tarihinde tebliğ edildiği, şüphelinin yasal süre içerisinde Ankara Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne başvurmaması nedeniyle dosyanın Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği,
4-Sanığın yokluğunda yapılan yargılama sonucunda, Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24/12/2015 tarih 2015/594 esas ve 2015/1018 sayılı kararı ile sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca 9000 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 15.03.2016 tarihinde kesinleşitirilerek infaza gönderildiği, infaz aşamasında ise kanun yararına bozma yoluna gidileceği bildirilerek infazın durdurulmasının istenildiği mahkemesince 01.07.2016 tarihli ek karar ile infazın durdurulduğu,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, « Uyuşturucu madde bulundurmak veya kullanmak suçundan sanık ... hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmesine dair, Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/12/2014 tarihli ve 2014/493-779 sayılı kararının infazı sırasında, sanığın denetimli serbestlik
müdürlüğü tarafından yapılan çağrıya rağmen süresinde müracaat etmediğinden bahisle infaz kaydı kapatılarak dosyanın gönderilmesi üzerine başlatılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Kanun’un 6545 sayılı kanun ile değişiklik öncesi 191/1, 62, 50/1-a ve 52. maddeleri uyarınca 9.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin aynı Mahkemenin 24/12/2015 tarihli ve 2015/594-1018 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 25/12/2014 tarihli ve 2014/493-779 sayılı kararının bozulmasına karar verilmesi halinde işbu karara istinaden aynı Mahkemenin sanığın adli para cezası ile cezalandırılmasına dair 24/12/2015 tarihli ve 2015/594-1018 sayılı kararının infaz kabiliyetinin olmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, 6545 sayılı Kanun’un 65. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrasında yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Türk Ceza Kanununun 191 inci maddesinde tanımlanan suç nedeniyle yürütülen kovuşturmalarda, hakkında daha önce denetimli serbestlik veya tedavi tedbiri uygulanmayan kişilerle ilgili olarak 191 inci madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.” biçimindeki düzenlemeler nazara alınarak, adli sicil kaydına göre daha önce hakkında aynı suç nedeniyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmamış olan sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231/6. maddesinde belirtilen şartlar aranmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi yasal bir zorunluluk olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.» denilerek, Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi"nce 25.12.2014 tarihli kararın bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Tebligat Kanunu"nun 10. maddesi uyarınca sanığın bilinen en son adresine tebliğ yapılamaması halinde muhattabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin en son adresi olarak kabul edilerek tebliğin bu adrese yapılması gerektiği gözetilmeksizin; 25.12.2014 tarihli kararın sanığın yakalama ile 31.10.2010 tarihinde alınan ifadesinde “yerleşim yeri” olarak bildirdiği adrese öncelikle tebligat çıkarılması gerekirken bu adrese tebligat çıkarılmadan doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine çıkartılan ve tebliğ edilemeyen kararın kesinleşmediği, kanun yolunun açık olduğunun kabul edilmesi gerektiği, buna bağlı olarak Mahkemenin daha sonra yapmış olduğu işlemlerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığı ve "yok" hükmünde olduğu anlaşıldığından, sanığın yokluğunda yapılan yargılama sonucunda verilen kanun yararına bozma isteğine konu 25.12.2014 tarihli kararın, sanığa usulune uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin (1). fıkrası uyarınca, ancak temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar ya da hükümler hakkında kanun yararına bozma yoluna başvurulabilmesi karşısında, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteğinin bu aşamada reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Açıklanan nedenlerle;
Beykoz 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 25.12.2014 tarih 2015/594 esas ve 2015/1018 karar sayılı “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine” ilişkin kararın sanığa usulune uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği anlaşıldığından yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin CMK"nın 309. maddesi gereğince bu aşamada REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 21.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.