8. Hukuk Dairesi 2015/15144 E. , 2015/15890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2014
NUMARASI : 2013/669-2014/1179
H.. B.. ve A.. B.. ile V.. B.. ve Ö.. Y.. aralarındaki TMK m. 255"e göre Oturma Hakkı
davasının reddine dair Ankara 1. Aile Mahkemesi"nden verilen 01.10.2014 gün ve 669/1179 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar vekili, katılma alacağına mahsuben davacı eş ve çocuğun iki yıl süre ile dava konusu taşınmazda oturma hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın MK.nun 255. maddesinden kaynaklanan bir dava olduğu, MK.nun 255. maddesine göre sağ kalan eşin veya ölenin diğer yasal mirasçılarının eşlerden birinin ölümü halinde paylaşma konusu olan ortak mal üzerinde kendilerine oturma hakkı tanınmasını isteyebilecekleri, davacıların MK.nun 255. maddesinde belirtilen haklı sebeplerinin bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; TMK"nun 240. maddesine göre, katılma alacağına mahsuben aile konutuna oturma hakkının özgülenmesi isteğine ilişkindir.
1- Davacı A.. B.."ın temyiz itirazlarının incelemesinde;
TMK"nun 240. maddesindeki aile konutu ve ev eşyasına ilişkin düzenleme sağ kalan eş için düzenlenmiş olup, ancak sağ kalan eş hakkında uygulanabilir. Davacı A.. B.. ölen eş H.. B.."ın oğlu olduğundan bu madde kapsamında düzenlenen haklardan yararlanamaz. Bu açıklamalar doğrultusunda; davanın, davacı A.. B.. yönünden TMK"nun 240. maddesi gereğince aktif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru değilse de, ret kararı yukarıda açıklanan gerekçelerle sonuç itibariyle doğru olduğundan bu husus ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır.
2- Davacı H.. B.."ın temyiz itirazlarının incelemesinde;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m.33). İddianın ileri şürülüş şekline göre dava, katılma alacağına mahsuben aile konutuna oturma hakkının özgülenmesi isteğine ilişkindir.
4721 sayili Türk Medeni Kanunu"nun 240/1. maddesinde; sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebileceği düzenlenmiştir.
Aile konutu, resmi evli eşlerin birlikte seçtikleri ve ortak aile yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantılarını buna göre düzenlemeyi amaçladıkları konuttur (TMK m. 186, HGK 28.09.2011 tarih, 2011/2-447 E., 2011/556 K.).
Katılma alacağı, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren TMK uyarınca; eklenecek değerlerden (TMK"nun m. 229) ve denkleştirmeden (TMK"nun 230.m.) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). 01.01.2002 tarihinden önce yörürlükte bulunan 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin 170. Maddesi uyarınca geçerli olan mal ayrılığı rejiminde katılma alacağına yer verilmemiştir. Dairemiz uygulamalarına göre, aile konutu ölen eşin kişisel malı ise sağ eş lehine intifa veya oturma hakkı tanınmamaktadır.
Bu açıklamalara göre; davacı sağ eşe konut üzerinde intifa ve oturma hakkının tanınması için; aile konutu olması, mal rejiminin ölümle sona ermesi ve sağ eşin katılma alacağının bulunması gerekir. Sağ eşin katılma alacak miktarı, iddia ve savunma doğrultusunda, aynı mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde belirlenmelidir.
Aile konutu üzerine, intifa veya oturma hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların davacı sağ eş lehine gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, katılma alacağına mahsuben, yetmezse belirlenecek ilave bedelin davacı tarafça mahkeme veznesine depo ettirilmesi sağlandıktan sonra mahkemece özgüleme hakkında karar verilmelidir.
Söz konusu değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.
Somut olayda; eşler, 28.05.1990 tarihinde evlenmiş,25.01.2012 tarihinde eş H.. B.."ın ölümüyle eşi ve 3 çocuğunu mirasçı bırakmıştır. Mal rejimi ölüm tarihi itibarıyla sona ermiştir (TMK"nun m. 225/1). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM"nun m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasanın m. 10, TMK"nun m. 202/1). Aile konutu, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu16.05.2005 tarihinde satın alınarak, ölen eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK"nun m. 179).
O halde; mahkemece, uyuşmazlık hakkında davacı H.. B.. yönünden iddia ve savunma çerçevesinde deliller toplanıp TMK 240. maddesine göre yeniden değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekir. Mahkemece, belirtilen araştırma ve inceleme yapılmadan, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde davanın reddilmiş olması doğru değildir, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle davacı H.. B.. yararına 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davacı A.. B.."ın temyiz itirazlarının 1. bentte gösterilen sebeplerle REDDİNE, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.