21. Hukuk Dairesi 2016/15119 E. , 2017/5256 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve sebeplerine, temyiz edenin sıfatına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
1- Dava, davacı sigortalının 12.09.2011 tarihinde yaşadığı ve %15,2 oranında sürekli iş göremez durumda kaldığı iş kazası nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 31.647,80TL maddi, 8.000,00TL manevi tazminatın 12.09.2011 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davalıya ait iş yerinde çalışan davacının yaşadığı iş kazası sonrasında %15,2 oranında sürekli iş göremez durumda kaldığı, davalı işverenin %70, davacı sigortalının %30 kusurlu oldukları, ... Başkanlığı Müfettişinin tahkikat raporunda olayın iş kazası olarak kabul edildiği ve Kurum tarafından davacıya 23.007,59TL tutarlı ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığı, ... ... İl Müdürlüğü"nün 04.11.2015 tarihli evrakına göre davacıya 12.536,62TL geçici iş göremezlik ödemesi yapıldığı, 04.02.2015 tarihli hesap bilirkişisi raporunda maddi zararın 48.833,11TL olarak tespit edildiği ve bu rakamdan ... tarafından davacıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile yapılan geçici iş göremezlik ödemelerinin %70 nispetinde tenzil edilmesi gerektiğinin açıklandığı anlaşılmaktadır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununu oluşturmaktadır. Kanunun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen ... ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Adalet Komisyonu"nun 55. madde gerekçesine göre; “... ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen ... ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan ... ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen ... ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.”
Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır.” Dairemizin ve giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici iş göremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir. Kaldı ki, 6098 sayılı Kanunun 55. maddesi de emredici bir hükme yer verdiğinden gerçekleştiği tarihe bakılmaksızın tüm fiil ve işlemlere uygulanmalıdır.
Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, Kurum tarafından bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile yapılan geçici iş göremezlik ödemeleri toplamının %70 davalı kusuruna isabet eden rücuya kabil kısmının hesaplanarak tazminat alacağından tenzil edilmesi gerekirken, mahkemece ... tarafından rücu edilebilecek kısım yönünden hatalı mahsup yapılması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece bu açıklamalara aykırı olacak şekilde hüküm tesisi bozma sebebidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 12.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.