21. Hukuk Dairesi 2016/6657 E. , 2017/5243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, aylık iade isteminin iptaline, davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının boşandığı eski eşiyle birlikte yaşamaya devam etmesi ve muvazaalı boşanmış olması sebebiyle babasından almakta olduğu yetim aylığının iade isteminin iptali ve yersiz ödeme gerekçesiyle iade borcunun olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya ölü olan sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle başlangıç tarihi itibariyle kesilerek yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk işleminin tesis edildiği anlaşılmakta olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası kanunun 56. maddesidir.
Somut olayda, davacı ve eşi ... 14.01.2011 tarihinde boşanmışlar ve 26.12.2012 tarihinde yeniden evlenmişlerdir. Davacıya babası nedeniyle yetim aylığı bağlanmıştır. 26.11.2014 tarihli kontrol memuru raporunda yer alan, boşandığı eşiyle boşandığı tarihten eski eşiyle yeniden evlendiği tarihler arasında fiilen birlikte yaşayarak Kurumdan haksız menfaat temin ettiği yönündeki tespit üzerine yetim aylığı başlangıç tarihi itibariyle kesilerek, Kurumca, yapılan ödemeler borç kaydedilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.
26/11/2014 tarihli Kontrol Raporunda; davacı beyanında; Boşandıktan sonra çocuklarını eşine bırakıp annesinin yanında ... da yaşadığını söylediği, Davacının annesi ... ise; Kızı ...’in ilk eşinden olduğunu ... de eşi ile birlikte yaşadığını, eşiyle birlikte yaşadığı halde babasından dolayı maaş almaya devam ettiğini boşandıktan sonra yanımda kaldığını beyan etsede yanında ikamet etmediğini 5-10 gün yanında misafir olarak kaldığını söylediği, davacının kızkardeşi ... ise;boşandıktan sonra kızkardeşinin hep eşiyle birlikte ... ... de yaşadığını daha sonra kayınvalidesinin evine geçtiklerini duyduğunu, hatta eşinin kendine ait ...de işyeri olduğunu söyledikleri bildirilmiştir.
Somut olayda, her ne kadar mahkemece tanık beyanları esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de dinlenen tanıkların hepsinin davacı ile eşinin boşanma, yeniden evlenme ve ayrı yaşadıkları süreci birebir aynı beyan etmeleri hayatın olağan akışına uygun düşmediğinden tanık beyanları ile sonuca gidilmesi hatalı olmuştur, bu itibarla 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin ve anne ile kızkardeşin beyanlarının aksi davacı tarafça ispat edilemediği davacıyla boşandığı eşinin yeniden evlenmesi de gözönüne alındığında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.