8. Hukuk Dairesi 2015/13637 E. , 2015/15881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Denizli 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2015
NUMARASI : 2014/852-2015/165
Ö.. Ü.. ile Z.. D.. aralarındaki katkı payı alacağı ve değer artış payı alacağı davasının reddine dair Denizli 1. Aile Mahkemesi"nden verilen 12.03.2015 gün ve 852/165 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesi ile evlilik birliği içerisinde edinilen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu iki adet taşınmaza ilişkin olarak alacağın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu edilenlerden Denizli ilindeki taşınmazda davacının katkısının bulunmadığını, Antalyadaki taşınmazın ise kendisiyle bir ilgisinin bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 23.05.2001 tarihinde evlenmiş, 22.07.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 02.03.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Eşler arasında başka mal rejimi seçilmediğinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM.nin 170. m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar (TMK.nun 225/2. m) yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK.nun 202.m).
Dava konusu edilen .. ilindeki 259 ada 2 parsel numaralı arsa 26.08.2005 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile davalı adına tescil olmuş, .. ilindeki 3752 ada 1 parsel 7 numaralı dubleks mesken ise 30.12.2005 tarihinde üçüncü kişiden satış yolu ile davalının ablası olan dava dışı A.. F.. D.. adına tescil olmuş, 10.06.2008 tarihinde satış yolu ile davalının akrabası olduğu ileri sürülen dava dışı A.. K.. adına tapuya tescil olmuştur. Dava; konusu itibariyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağının tahsiline ilişkindir.
1- Denizli ilindeki taşınmaz hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararıyla edinilmiş mallara katılma rejimi (katılma alacağı) bakımından da TMK"nun 5. maddesi yoluyla 6098 sayılı TBK"nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. 01.01.2002 tarihinden önceki döneme ilişkin alacaklarda zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu konusunda bir duraksama da söz konusu değildir. Yerleşmiş İçtihatlar bu doğrultudadır. (Mülga BK"nuıı m. 125) Daire de bu görüşü benimsemiştir.
Bu durumda 6098 sayılı TBK"nun 153/1-2. bentleri (Evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa durur) gözetilerek boşanma kararının kesinleştiği tarihten eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 10 yıllık zamanaşımı süresi henüz geçmediğine göre, Mahkemece iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak taraf delillerine göre, uyuşmazlığın, esası hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
2- Antalya ilindeki taşınmaz hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı kadın tarafından davalı ile birlikte görev nedeniyle yurtdışında bulunmalarından ötürü söz konusu taşınmaz için banka kredisi çekilmesi ve tapudaki diğer işlemlerin Türkiye"de bulunan davalının ablası dava dışı A.. F.. D.. tarafından yapıldığını; ancak taşınmazın kendilerine ait olduğunu ve kredi ödemelerinin de kendileri tarafından düzenli bir şekilde yapıldığını ileri sürdüğüne göre; söz konusu taşınmazın satın alım tarihinden boşanma davası tarihine kadar olan sürede dava dışı A.. F.. D.."ın Yapı kredi bankasındaki davacı tarafça iddia edilen hesaba ilişkin hesap hareketleri gösterir evrakların ilgili bankadan getirtilerek çekilen kredi ödeme tarih ve miktarları göz önünde bulundurularak tasfiyeye konu taşınmazın gerçekte kim tarafından satın alınmış olduğu hususunun gerekirse bankacı bilirkişiden rapor aldırılmak suretiyle duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekir. Bundan sonra oluşacak duruma göre iddia ve savunma çerçevesinde diğer taraf delilleride toplanarak birlikte tartışılıp değerlendirildikten sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetli değildir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 09.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.