11. Hukuk Dairesi 2019/2365 E. , 2020/540 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TÜKETİCİ MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 15/01/2019 tarih ve 2018/847-2019/23 sayılı asıl ve ek kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı Banka vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Yurtbank A.Ş. ... Şubesi"nde hesap açtırdığını, banka görevlilerince tüm hesapların off-shore hesaplara yönlendirildiğini, bu şekilde off-shore hesapta gözüken paraların Yurtbank A.Ş."nin mevduat hesaplarında toplanarak buradan Balkaner grubu şirketlere kredi olarak dağıtıldığını ileri sürerek, 4.650 TL"nin 30.11.1999 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili, hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun TMSF"ye ait olduğunu, müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin geçtiğini savunmuştur.
Fer"i müdahil TMSF vekili, davada zamanaşımı süresinin sona erdiğini, hak düşürücü sürenin geçtiğini savunarak, davanın husumet, zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddini, aksi halde davanın esastan reddini istemiştir.
Fer"i müdahil OYAK vekili, TMSF"ye devrolunan bankaların off-shore hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu davalarda TMSF"nin borcu üstlendiğini, bu nedenle uyuşmazlığın asıl muhatabının TMSF olduğunu ve davanın TMSF"ye karşı açılması gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının, davalı Yurtbank A.Ş. "nin ... Şubesine 21.09.1999 tarihinde 4.150,00 TL yatırdığı, daha sonra hesabın temdit görerek en son hesapta 4.650,00TL kalmış olduğu ve bu paranın Yurt Security Off-Shore Bank Ltd. Şti. hesabına aktarılmış gibi gösterildiği, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ve kesinleşen karara göre, Yurtbank A.Ş."nin bir kısım yöneticilerinin Yurtbank A.Ş. aracılığıyla Off-Shore hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraları Balkaner Holding A.Ş. bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktardıkları, Off-Shore Bankasının paravan bir şirket olarak kurdurulduğunun anlaşıldığı, bu şekilde Yurtbank A.Ş."nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer Off-Shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığının açıkça ortaya konulduğu anlaşılmakla ve davacının yatırmış olduğu anapara nazara alınarak, çekilen miktarlar ve işlemiş faizler de düşülmek suretiyle davacının 3.985,91 TL için talepte bulunabileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, 3.985,91 TL"nin 30.11.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 2/2 maddesi uyarınca işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiş, mahkemece davanın açıldığı ... Asliye Ticaret Mahkemesi kararının Dairemizce, mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle bozulmasının mezkur davada verilen kararın istinaf yoluna tabi oluşunu etkilemeyeceği ve kararın kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle, davalı vekilinin temyiz itirazının miktar itibariyle kesin olduğundan reddine karar verilmiş, davalı vekili tarafından bu karar da temyiz edilmiştir.
1- Dosya üzerinde yapılan incelemede, mahkemece verilen 15.01.2019 tarihli kararın, davalı banka vekili tarafından temyiz edildiği, mahkemece 24.04.2019 tarihli ek kararla, kararın tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna tabi olduğu ve her ne kadar temyiz dilekçesi olarak sunulmuşsa da talebin istinafa yönelik olduğunun kabulü gerektiği, davanın ilk olarak açıldığı ... Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın Dairemizin 2016/338 E., 2016/2876 K. sayılı ilamıyla davaya bakmakta tüketici mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle bozulmasının da durumu değiştirmeyeceği, bu hususular gözetilerek verilen kararın miktar itibariyle kesin mahiyette olduğu gerekçesiyle, davalı banka vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK" nın geçici 3/2. maddesinde bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.9.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlenmiş olup, davanın ilk olarak açıldığı ... Asliye Ticaret Mahkemesinin 01.10.2015 tarih, 2014/1122 E., 2015/692 K. sayılı karar Dairemizin 16.03.2016 tarih, 2016/338 E., 2016/2876 K. sayılı ilamıyla davaya bakmakta tüketici mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle bozulmuş ve uyulan bozma neticesinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi esasına kaydedilen dosyada nihai karar 15.01.2019 tarihinde verilmiştir. Ancak anılan madde uyarınca her ne kadar tüketici mahkemesi sıfatıyla yargılama yapan ... Asliye Hukuk Mahkemesi kararı bölge adliye mahkemelerinin göreve başlamalarından sonra 15.01.2019 tarihli ise de anılan madde uyarınca kararın kesinleşinceye kadar temyiz kanun yoluna tabi olduğu kabul edilmelidir. Şu halde, mahkemenin 15.01.2019 tarih 2018/847 E., 2019/23 K. sayılı ilamı aleyhine davalı banka vekilince yapılan başvurunun temyiz başvurusu olarak kabul edilmesi ve karar tarihi itibariyle HMK"nın geçici 3. maddesi delaletiyle HUMK"un 427. maddesi uyarınca belirlenen 3.200 TL"lik kesinlik sınırı gereğince miktar itibariyle kesin olmadığı değerlendirilmeksizin, davalı banka vekilinin temyiz talebinin, kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddi doğru olmamış, mahkemenin 24.04.2019 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasıyla davalı banka vekilinin davanın esasına dair temyiz itirazlarının incelenmesi gerekmiştir.
2- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı banka vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulüyle ek kararın BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı banka vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalı Bankaya iadesine, 20/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.