23. Hukuk Dairesi 2015/14 E. , 2016/3738 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 06.11.2007 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmenin 16. maddesinde belirtilen cezalı sürede dahil inşaata başlamadığını, sözleşmenin 6. maddesi gereği bir kısım arsa vergilerini ödemediğini, inşaata başlanılmaması sebebiyle müvekkilinin kira ve satış suretiyle elde edeceği hak ve menfaatlerden mahrum kaldığını, davalı şirketin müvekkiline ait arsa üzerinde taş çıkartarak bunları başka inşaatlarda kullanıp, çıkardığı taşların çukurların da inşaat molozları ile doldurduğunu, bu itibarla da arsanın temizlenmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla 30.000,00 TL cezai şart bedeli, 14.399,97 TL gecikme cezaları hariç ödenmeyen arsa bedeli, 15.000,00 TL mahrum kalınan kira kaybı ile 5.000,00 TL arsa temizleme bedelinde oluşan toplamda 64.399,97 TL "nin 30.08.2009 tarihinde itibaren hesaplanacak reekont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkiline keşide ettiği ihtarname ile yapılacak inşaata ait projelere muvafakatının bulunmadığını beyan ederek fiilen ve resmen sözleşmeyi uygulanamaz hale getirdiğini, davacının kendi kusuru ile sözleşmenin ifa imkanını ortadan kaldırdığını, kaldı ki dava konusu arsanın bulunduğu yeri kapsayan imar planının mahkeme kararı ile iptal edilmesi sebebiyle müvekkilinin inşaat ruhsatı alması, inşaata başlaması ve inşaatı bitirmesinin de resmen olanaksız olduğunu, bu sebeple müvekkiline izafe edilebilecek kusur bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin res"en ya da tek yanlı feshedilemeyeceğinden ve fesihte taraf iradelerinin birleşmesi dışında mahkemece karar verilebileceğinden sözleşmenin geçerli ve halen ayakta olduğu kabulünün gerektiği, bu itibarla da sözleşmenin 15. maddesinde düzenlenen sözleşmenin kendiliğinden feshine ilişkin hükmünün somut olaya uygulama imkanının bulunmadığı, bu durumda sözleşme ile belirlenen kesin vade itibariyle inşaatın bitirilerek teslim edilmediği sabit olduğundan talep doğrultusunda gecikilen ilk 60 gün için taraflar arasında kararlaştırılan 30.000,00 TL cezai şart tazminatının, sözleşme dönemine ait olduğu anlaşılan ve yüklenici tarafından ödenmesi kararlaştırıldığı halde arsa sahibince ödenen ve bilirkişilerce belirlenen 9.632,78 TL"den oluşan arsa vergi bedeli ile davacının teslimde temerrüde düşen yükleniciden TBK"nın 112 ve 125/1. maddelerine göre aynen ifayı bekleyerek gecikme sebebiyle oluşan zararlarının tazminini isteyebileceğinden sözleşmede belirlenen ilk 60 günü takip eden dönem için
../..
S.2.
gecikme tazminatı istemesinde yasal bir engel olmadığı bu itibarla da davacının dava tarihi olan 30.07.2012 tarihi ile 30.08.2009 villa teslim tarihi arasında kalan süre için mahrum kalınan kira (gecikme tazminatı) bedeli toplamı olan 12.000,00 TL yönünden talebinde haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasında düzenleme şeklinde imzalanan 06.11.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı sırada yürürlükte bulunan imar planının ....r sayılı kesinleşmiş ilamıyla iptal edildiği ve sözleşmenin 15 ve 16. maddelerinde belirtildiği üzere imar planının iptalinin geçerli sebep olarak sayıldığı, bu durumda yükleniciye atfı kabil bir kusurun yüklenemeyeceği, yeni bir imar planının da hazırlanma durumunun bulunduğu gözetilmeden cezai şart ve kira kaybı hakkında bu aşamada yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
2-Mahkemece arsa vergileriyle ilgili olarak davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, sözleşmesinin 6. maddesi uyarınca bu vergilerin yüklenici tarafından ödeneceği kararlaştırılmakla, davacı da bu vergilerin tarafına ödenmesini istediğine göre; davacı arsa sahibi tarafından sözleşmenin geçerlilik kazandığı tarihten itibaren bu vergilere yönelik herhangi bir ödemesinin bulunup bulunmadığı, varsa ancak yaptığı bu ödemeleri isteyebileceği gözetilmeden ve gerekli araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
3-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no"lu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (3) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.