19. Hukuk Dairesi 2015/17107 E. , 2016/8471 K.
"İçtihat Metni"ESAS NO :...
KARAR NO :...
T.C.
... Hukuk Dairesi
ESAS NO : ...
KARAR NO :...
Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : ...
TARİHİ : 15/05/2015
NUMARASI : 2013/227-2015/204
DAVACI : ....
DAVALI : ...
Taraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı, davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av..... ile davalı vek. Av. ...."nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilen 18.06.2012 tarihli protokol gereğince, müvekkili şirketin davalıdan 100 ton ayçiçek yağı satın almayı kabul ve taahhüt ederek toplam ...TL tutarında 8 adet çeki avans olarak davalıya verdiğini, müvekkilinin bildireceği adrese ürünün 10.07.2012 tarihinde tesliminin öngörüldüğünü, buna göre müvekkilinin ihraç etmeyi planladığı protokole konu ürünün Haydarpaşa Gümrük Sahasında uygun bir depoya teslimini davalıya şifaen bildirdiğini, ancak davalının teslim edimini yerine getirmediğini, çeklerin bedelsiz kaldığını ileri sürerek dava konusu 8 adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitine ve çeklerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı şirketin teslim edillmesi gereken ürünün nereye teslim edileceğini müvekkili şirkete bildirmediğinden müvekkilinin teslim edimini yerine getiremediğini, davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller sonucunda, davacının davalıya ürünün teslim yerini bildirmiş olduğu dinlenen davacı tanıkları beyanları ile sabit olduğu, buna göre protokolde belirtilen 6 adet avans çeki yönünden davalının mal teslimini yerine getirmediği, bu çekler dışındaki 2 adet çek yönünden davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 15/09/2012- 30/08/2012-30/09/2012 -15/10/2012-30/10/2012 tarihli heri biri 20.000,00 TL bedelli ve 30/01/2013 tarihli 50.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, çeklerin davacıya iadesine, dava konusu diğer 30/11/2012 tarihli 15.000,00 TL ve 15/12/2012 tarihli 20.000,00 bedelli 2 adet çek yönünden davanın reddine, kouşulları oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava, çeklerden dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
Davacı, taraflar arasında imzalanan 18.06.2012 tarihli protokol gereğince, davalıdan tedarik edilecek mala karşılık dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, malın teslim yerinin davalıya şifaen bildirildiğini ancak davalının teslim edimini yerine getirmediğini iddia etmiş, davalı ürünün teslim yerinin taraflarına bildirilmediğinden teslim ediminin yerine getirilemediğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki 18.06.2010 tarihli protokolde; “... Bu çekler karşılığında satıcı, alıcıya alıcının vereceği adrese teslim edilmek üzere; 10.07.2012 tarihine kadar teslim edilecektir. Satıcının alıcıya 10.07.2012 tarihinde teslim edeceği ürünün miktarı ve tipi aşağıda belirtilmiştir. Ürünün anlaşılan zamanda, anlaşılan yere teslim edilmemesi durumunda kesilen çekler hiç bir işlem göremeden alıcıya iade dilecek, alıcının ödeme yükümlülüğü ortadan kalkacaktır.” denilmektedir.
Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde taraflardan hangisinin edimini ifa edeceği kararlaştırılmışsa, sözleşme serbestisi gereği bu sözleşme hükmü dikkate alınacaktır. Somut olayda; taraflar arasındaki sözleşmenin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olup, davacı alıcının teslim tarihinden önce malın teslim yerini davalı satıcıya bildirme yükümlülüğü bulunmaktadır. Davacı tarafından davalıya şifaen bildirimde bulunulduğu iddia edilmiş ise de; 6102 sayılı TTK"nun 18/3. maddesi uyarınca, tacirler arasında diğer tarafı temerrüde düşürmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarların noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılacağı öngörülmüştür. (6762 sy TTK md. 20/3)
Tüm bu açıklamalar ışığında davacı alıcının davalı satıcıdan teslim ediminin ifasını talep edebilmesi için, kendi yükümlülüğünü yani malın teslim yerini bildirme borcunu gereği gibi yerine getirmiş olmasına bağlıdır. Mahkemece anılan bu hususlar gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen ...TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Aslı gibidir.
Karşılaştırıldı.