14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9514 Karar No: 2017/1958 Karar Tarihi: 14.03.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9514 Esas 2017/1958 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/9514 E. , 2017/1958 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.06.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Davacı vekili, ... İlçesi, ... Köyü 299, 300 ve 301 parsel sayılı taşınmazların tarafların paylı mülkiyetinde olduğunu, taksimi mümkün olmadığından ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde, 5403 sayılı Kanuna yeni getirilen emredici hükümler gereği doğrudan açık arttırma ile satışın mümkün olmadığını, öncelikle tarımsal arazileri kullanan ehil paydaşa verilmesi gerektiğini, paydaşlar arasında çiftçi kayıt sisteminde kaydı olan tek paydaşın müvekkili olduğunu, satış suretiyle giderilmesi talebine itiraz ettiklerini ve bedeli mukabilinde müvekkiline devrini talep ettiklerini, 299 parsel üzerindeki deponun müvekkili tarafından yapıldığını ve yapının müvekkiline ait olduğunun tespiti ile satışa karar verilmesi halinde bedelinin paylaştırmaya tabi tutulmaksızın müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince, dava konusu 299 parsel üzerinde yer alan deponun davalı ...’a ait olduğu anlaşılmakla yukarıda belirtilen ilkelere göre muhdesat oranı kurulmak suretiyle paylaştırma yapılması gerekirken mahkemece muhdesat oranı kurulmaksızın depo bedelinin davalı ...’a verilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.