Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/13299 Esas 2017/4644 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13299
Karar No: 2017/4644
Karar Tarihi: 27.03.2017

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/13299 Esas 2017/4644 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2016/13299 E.  ,  2017/4644 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
    Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış olup, borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda; sair itirazlarının yanında, ödeme emrinin site güvenlik görevlisine tebliğ edildiğini, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek takibin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece, tebligatın usule uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
    İİK"nun 168/4-5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya ve yetkiye itirazını ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur.
    Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusu, usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte yetkiye, imzaya ve borca itiraz niteliğinde olup, takip şekli itibariyle tüm hususların yasal hak düşürücü süre içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürülmesi gerekmektedir.
    Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının incelenmesinde; "muhatabın çarşıda olması nedeniyle aynı adreste sürekli çalışan ... imzasına tebliğ edildiği" şerhi mevcuttur.
    Borçlu başvuru dilekçesinde; kendisi adına tebligat yapılan ...’ın güvenlik görevlisi olduğunu ve bu kişinin kendi konutunda oturmadığı gibi, TK’nun 21. maddesine göre de tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmiş olup, mahkemece, borçlunun iddiası doğrultusunda hiç bir araştırma yapılmaksızın tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilerek hüküm kurulması doğru değildir.
    Mahkemece, usulsüz tebligat şikayeti yönünden borçlunun iddiası doğrultusunda araştırma yapılarak tebligatın usulsüz olduğunun belirlenmesi halinde, Tebligat Kanunu"nun 32. maddesi gereğince şikayetçiden takibi öğrenme tarihi sorularak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK"nun 16/1. maddesi uyarınca (7) günlük süre içinde yapıldığının tespiti halinde tebligat tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, öğrenme tarihine göre itirazın süresinde yapıldığı sonucuna varılırsa borçlunun itirazlarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.