21. Hukuk Dairesi 2015/18492 E. , 2016/2278 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 01/01/1985-13/12/1999 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı şirketler nezdinde 01.01.1985-13.12.1999 tarihleri arasında geçen ve Kurum kayıtlarına bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir.
Medeni haklardan istifade ( hak ) ehliyeti bulunan her tüzel kişi taraf ehliyetine de sahiptir. Tüzel kişiliğin son bulması ile artık eski tüzel kişinin taraf ehliyeti de son bulur. Dava devam ederken tüzel kişiliğin son bulması halinde davaya devam edilmesine imkan yoktur. Taraf ehliyeti kamu düzeni ile ilgili olup hakimin bu hususu resen göz önünde bulundurması zorunludur.
Dava ehliyeti, gerçek ve tüzel kişinin kendisinin veya yetkili kılacağı bir temsilci veya vekil aracılığı ile bir davayı takip etme ve usuli işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti dava şartlarından olup davaya bakan hakim tarafından kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.
Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Fesih ve tasfiye işlemi, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eder. Tüzel kişiliğini kaybeden anonim şirketlere davada husumet tevcih edilebilmesi için şirketin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın anonim şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir. Taraf sıfatının bulunmaması halinde dava, sıfat yokluğundan (husumet yönünden) reddedilecektir.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HMK"nın 52 ve 54. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı ....... ..."nin ana sözleşmesinin ticaret siciline 08.03.1979 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı tarihin belli olmadığı,... Ticaret Sicili Müdürlüğü"nün 9.6.2015 tarihli yazısına göre davalı şirketin 31.07.2013 tarihinde resen terkin edildiği, ; davalı ... ..a.ş."nin ana sözleşmesinin ticaret siciline 16.02.1988 tarihinde tescil edildiği, davalı şirketin 506 Sayılı Yasa kapsamına alındığı tarihin belli olmadığı,... Ticaret Sicili Müdürlüğü"nün 9.6.2015 tarihli yazısına göre davalı şirketin 09.10.2014 tarihinde resen terkin edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davalı ....... ..."nin ve ... ... ..."nin feshedilip tüzel kişiliğinin tümüyle ortadan kalkıp kalkmadığının tam olarak anlaşılamamasına göre, açılan davada pasif husumetin davalı şirketlere yöneltilebilmesi için, şirketin münfesih olması nedeni ile tasfiye işleminin neticelenip neticelenmediğinin araştırılarak, neticelenmemişse tasfiye memuruna dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, tasfiye işlemi tamamlanarak şirketin sicilden terkin edildiğinin anlaşılması halinde de yeniden şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya önel verilerek neticesine göre karar verilmesi yerine, münfesih ... ... ..."nin ve ....... ..."nin aleyhine açılan bu davada yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde aleyhine hüküm kurulması hatalıdır.
Yapılacak iş, tasfiye işlemleri neticelenmemiş ise tasfiye memuruna dava dilekçesinin tebliğ edilmesi, neticelenerek şirketler ticaret sicilinden terkin edilmiş ise davalı şirket ile ilgili olarak şirketin ihyası amacı ile görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemesine dava açması için davacıya önel vermek, taraf teşkilini sağlamak ve sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın münfesih şirket hakkında yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazların kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.