9. Hukuk Dairesi 2014/31301 E. , 2016/1920 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :. İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı Talebinin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde 02.02.2008-24.08.2012 tarihleri arasında çalıştığını, 15 yıl fiilen çalışma ve 3600 prim ödeme gün sayısını tamamlayarak işten ayrıldığını, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca kıdem tazminatı talebinde bulunduğunu, ancak kıdem tazminatının ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının yeni işine başlamak için davalıya ait işyerinden kendi isteğiyle ayrıldığını, gerçekte istifa ederek başka bir işyerinde çalışmak olan iradesini gizlemek suretiyle iş akdini feshetmesinin ve kıdem tazminatı talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu ifade ederek davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının yeni işine başlamak için görevinden kendi isteğiyle ayrıldığı, davalının işyerinde çalışmakta iken daha sonra çalışacağı işyeri ile iş görüşmesinde bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda davacının 1475 sayılı Kanun’un 14/5. maddesine dayanmasının hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Taraflar arasında iş akdinin feshinin yaş hariç emekliliğe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusudur.
İşçinin öz varlığı olan emeğin sözleşmeye konu olması sebebi ile iş sözleşmesini düzenleyen kural ve kurumların ifadesi olan iş hukuku alanında, temel hak ve özgürlüklerin en geniş anlamı ile korunması ve işçi lehine yorumlanması esastır.
1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bentte, "506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle" işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır. Düzenlemenin amacı, pirim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. İşçi ayrıldığı tarihte sigortalılık süresini ve pirim gün sayısını tamamlamış ise kıdem tazminatına hak kazanacaktır. Hakkın kötüye kullanılmadığı sürece işçinin herhangi bir neden belirterek veya neden belirtmeden ayrılması, kıdem tazminatını hak kazanmasını etkilememelidir. Zira yasadan doğan bir hakkı bulunmaktadır. İşçinin daha sonra bunu belgelendirmesi ve işverene sunması, kıdem tazminatına hak kazanılmasını ortadan kaldırmaz. Ayrıca çalışma hakkı anayasal bir haktır. Davacının ayrıldıktan sonra yeni iş bulması, bu hak kapsamında değerlendirilmelidir. Yasal hakkını kullanan işçinin, ayrılmadan önce ve çalışırken iş bulduğu savunulmadığı sürece bu hakkını kullanması, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez.
Kural olarak iş akdini bu şekilde fesheden işçinin fesihten önce iş görüşmesi yapması ya da fesihten sonra tekrar çalışmaya başlaması kötü niyetli davranış olarak görülemez. Ancak işçinin fesihten önce başka bir işveren ile iş sözleşmesi imzalaması sadakat borcuna aykırılık olup, sadakat borcuna aykırı davranan işçinin yaş hariç emeklilik hakkına dayanması hukuk tarafından korunmaz.
Somut uyuşmazlıkta davacının . .. ile 12.07.2012 tarihinde iş görüşmesine başladığı dosya içerisinden anlaşılmakta ise de davacının ... ile iş sözleşmesini hangi tarihte imzaladığı anlaşılamamaktadır. Mahkemece bu hususun araştırılması ve fesih tarihi olan 24.08.2012 tarihinden önce davacının ... ile iş sözleşmesi imzaladığının tespiti halinde şimdiki gibi karar verilmesi, davacının ... ile iş sözleşmesinin 24.08.2012 tarihinden sonra imzaladığının tespiti halinde ise, davacının kıdem tazminatı talebinin 1475 sayılı Kanun’un 14/5. maddesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 26.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.