Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklının örnek 8 ödeme emri tebliğ ettirerek başlattığı takipte borçlu ..  olup, 07.02.2007 tarihinde adı geçene 2007/1174 E. sayılı dosyadan gönderilen örnek 8 ödeme emrinin tebliğ işlemi 7201 sayılı Yasa"nın 21.maddesine göre yapılmış ise de adreste bulunmama sebebi Tüzüğün 28.madde koşulları da araştırılmadığından usulüne uygun değildir. Bu nedenle, anılan müştekinin Antalya 2.İcra Müdürlüğü"nün 2007/1174 E. sayılı dosyasındaki tebliğ işlemine vaki şikayetinin kabulü gerekirken reddi isabetsizdir.
Öte yandan, aynı icra müdürlüğünün 2007/1176 sayılı dosyasında borçlu ..., ... Ve ....borçlu olup, genel haciz yolu ile yapılan takipte .... adına gönderilen ödeme emrinin tebliğinin yukarıda açıklanan kurallar doğrultusunda Tebligat Kanunu"nun 21.maddesine aykırı yapıldığı görülmüştür.
Ayrıca diğer dosya borçlusu ... çıkarılan ödeme emri tebliğinin ise 7201 sayılı Yasa"nın 39.maddesi gözetilmeksizin aynı takipte hasım olan eşi ...  yapılmakta, bu nedenle de tebligat işlemi usulsüz olup, eşine yapılan tebligatla borçlu ...de takipten haberdar olduğunun kabulü doğru değildir. Anılan icra dosyası ile ilgili her 2 borçlunun şikayetinin kabulü yerine reddi doğru görülmemiştir. 2.İcra Müdürlüğü"nün 2007/1175 E. sayılı dosyasında ise alacaklı bankanın örn.151 icra emri gönderilmek suretiyle ... v.... , ... hakkında takip başlattığı görülmüştür. İncelenen icra dosyasında borçlu ... yapılan icra emri tebliğ işleminin az yukarıda açıklanan 7201 sayılı Yasa"nın 39.maddesine, borçlu ...yapılan icra emri tebliğ işleminin ise 7201 sayılı Yasa"nın 21.maddesine ve Tüzüğün 28.maddesine aykırı olduğu ve borçlu ... ise çıkan tebligatın bila tebliğ iade edildiği görülmüştür. Bu durumda, takibin şekli itibariyle mahkemece önce borçlu ... v... tebligata ilişkin şikayetlerinin kabulü ile takiplerden engeç şikayet tarihi itibari ile muttali olduklarının kabulü ile itirazları süresinde olduğundan ve ayrıca borçlu şirket hakkında alacaklı takip iradesini koruduğundan icra emri tebliğ edilmek koşuluyla borca karşı yapmış olduğu itiraz süresinde sayılacağından bu icra dosyası ile ilgili her 3 borçlunun da itirazı incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken icra dosyaları, takip şekilleri ve borçlular arasındaki tefrik yapılmaksızın yazılı şekilde istemin reddi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.