11. Hukuk Dairesi 2016/14584 E. , 2018/3905 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 06.05.2015 tarih ve 2012/555-2015/170 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 22.05.2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 30.10.2007 tarihli protokol imzalandığını, aleyhlerine Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/189 Esas sayılı dosyasında açılan davada 2009/244-Karar sayılı, 16.06.209 tarihli ilamı ile müştereken ve müteselsilen tahsil hükmü kurulduğunu, ilam alacaklısı tarafından takip başlatılıp, kesinleşmesi üzerine müvekkilinin 02.02.2011 tarihinde dosya borcunu ödediğini, yapılan ödemeden davalının hissesine düşen kısmın tahsili için davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibi durdurduğunu oysa, protokolün 13. maddesi uyarınca itirazın yerinde olmayıp, mahkeme kararında belirlenen miktardan hissesine düşen kısmı ödemesi gerektiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile davalının tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, protokolün 21. m. yapılan özel düzenleme ile anılan davanın, davacı tarafından takip edileceğinin belirtildiğini, bu davadan, yine protokolden sonra açılan birleştirilerek karara bağlanan 2008/330 Esas sayılı davadan ve protokolden sonra davanın ıslahından doğan sorumluluğun davacıya ait olduğunu, yargılama devam ederken davacının vekili tarafından mahkemeye sunulan 09.06.2008 ve 23.07.2008 tarihli dilekçelerde de bu durumun ikrar edildiğini, bu nedenle rücu talebinin yerinde olmadığını, taşınmazın çıplak mülkiyeti taraflara ait olsa da, taşınmaz üzerinde bulunan benzin istasyonunun işletmesinin, protokolün 5. maddesi uyarınca tüm aktif ve pasifi ile birlikte davacı ve çocuklarına devredilen %50 hisseyle ortak oldukları Kiz Petrol Akaryakıt Sanayi Turizm ve Ticaret Ltd. Şti."nden müvekkilinin herhangi bir kira geliri olmadığından taşınmazın ecrimisil ödemesi için müvekkiline arsa payı oranında rücu edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tafaların karşılıklı sorumlulukları için düzenledikleri 30.10.2007 tarihli protokolün 13. m. göre şirketlerin ve adi ortaklıkların pasifinde olan borç ve halen davası devam etmekte olanlar dahil protokol tarihine kadar olanlardan tüm ortakları sorumlu olduğundan davalı-borçlu ..."in 27.04.2005 tarihinde 2005/189 Esas ile açılan davadan dolayı ıslah edilen miktar ayrılmadan sorumlu olacağı, bu durumda davacıya rücuen ödenmesi gereken miktarın 2005/189 Esas sayılı dosya alacağı 16.440 TL ile birleşen dosyadan isabet eden harç ve masraf toplamı 928.67 TL ve vekalet ücreti 2.677.33 TL olmak üzere 20.046 TL olduğu, asıl alacağa eklenecek 30.04.2004-09.03.2010 dönemi faizi 13.898.79 TL ile masraflara uygulanacak 16.06.2009-09.03.2010 dönemi faiz miktarı 236.51 TL ile toplam işlemiş faiz miktarının 14.135.30 TL olduğu, bu durumda toplam alacak ve ferilerinin 41.118.68 TL olduğu, davalının tapudaki 545/964 payına göre sorumlu olduğu miktarın, bu miktarın 22.246,56 TL"si ile bu miktarın ihtarnamenin tebliğine göre takip tarihine kadar istenebilecek faizinin 41,16 TL olduğu, protokol imza tarihi ve şirketin ve adi ortaklardaki hisselerin noterden devrinden sonra doğacak olan borç ve bu tarihten sonra açılacak yeni davaların tüm sorumluğu şirketi ve hisseleri devir alanlara ait olacağından birleşen sonradan açılan davadan dolayı borçlardan davacının sorumlu olduğu,, davalının sorumluluğunun bulunmadığı, davalı tarafça ibraz edilen ibranamenin protokolde belirlenen ve yapılan işlemlere dayalı verildiği ve tüm borçları kapsamayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 22.246,56 TL asıl alacak ile 44.54 TL işlemiş faiz için devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması ile alacağın kaynağı ve tarafların dayandığı protokol hükümleri uyarınca somut uyuşmazlığı çözümlemekle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunun anlaşılmış olmasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.139,66 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 8,20 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 24.05.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Bozmaya esas borç ecrimisil davasında hükmedilen ve davacı ve davalının müştereken sorumlu tutulduğu borç olmasına rağmen, eldeki davanın tarafları aynı zamanda birden fazla şirket ve adi ortaklığın ortakları olup, ortaklığın/ortaklıkların tasfiyesi amacıyla düzenlenmiş protokol ile borçlar da tasfiyeye tabi tutulmuştur. Protokol şirket ve adi ortaklığın tüm ortakları tarafından imzalanmış olmakla ve davada tarafların ve mahkemenin protokole dayalı talep, savunma ve karar gerekçesi oluşturulmuş bulunması karşısında davanın ticari dava ve görevli mahkemenin de Ticaret Mahkemesi olduğu görüşündeyim.
Kararın öncelikle görev yönünden bozulması gerekirken Daire çoğunluğunca işin esasına girilerek karar verilmesine katılmıyorum.