1. Hukuk Dairesi 2018/1158 E. , 2018/11817 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasındaki davadan dolayı ... .Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 11.12.2014 gün ve 2012/126 Esas - 2014/510 Karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 22.11.2017 gün ve 1648-6638 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalılar vekillerince istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Karar düzeltme dilekçesinde yazılı nedenler HUMK"nun 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, HUMK"nun 442/3. maddesi ve 4421 sayılı Yasa gereğince takdiren 310,00"ar.-TL para cezasının davalılardan alınmasına, tashihi karar harcın peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,04.07.2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi
-K A R Ş I O Y Y A Z I S I-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın yazılı dellille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi kararı, özetle; “davalı ...’in cevap dilekçesinde, davacının çekişmeli taşınmazı teminat amacıyla kendisine devretmesi üzerine davacının TMSF’ye olan borcunu ödediğini beyan ederek inançlı işlemin varlığını ikrar ettiği gözetilerek 6100 sayılı HMK’nın 187/2. maddesi uyarınca davacı ve davalı ... arasındaki inançlı işlemin artık yazılı bir delil ile ispat edilmesinin gerekmediği” gerekçesiyle bozulmuştur.
Davacı tarafından yapılan karar düzeltme talebi üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu;
sayın çoğunluk ile aramızda, inançlı işlemin esasları ile ilgili bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, taşınmaz inançlı işlem ile devredildikten sonra taraflar arasında satışa ilişkin bir anlaşma yapılıp yapılmadığı, bunun sonucunda da inançlı işlemin ortadan kalkıp kalkmadığı noktasındadır.
Davacı ..., 14.10.2008 tarihli beyanında; “...... beni çağırdı. Dükkanı ucuza satıyorsun satma o fiyata ben alayım dedi ve 490.000.000.000.TL ye aynı şartlarda kendisi ile anlaştık. 70.250USD borcumu düştükten sonra kalanını bana verecekti. Be altı ay boyunca dükkanla kira vermeden kullanacaktır. O gün için bana 5.000.000.000TL Kapora verdi. Ancak o günden bu güne kadar bana başka bir ödemede bulunmadı...” demiş, Davacının kardeşi ve iş ortağı ... ise 4.12.2007 tarihli beyanında”... , ...’i telefon ile arayarak dükkanı satacağını, müşteri bulduğunu, fiyatın çok uygun olduğunu isterse aynı fiyata kendisine de satabileceğini söyledi ... de ben almayacağım sen dükkanı sat demesi üzerine ... isimli şahsa satmaya karar verdik hatta bu şahıstan 1000euro Kaparo aldık. Ağabeyim ...’in yanına giderek tapu ile ilgili gerekli evrakları aldı geldi. Gerekli işlemleri yapması için ... verdi. ... tapuya gitti. Davalı ... Ağabeyimi yanına çağırarak taşınmazı aynı fiyata alacağını söyledi hatta ... alınan Kaparo nedeniyle 5.Milyar TL verdi. Sıkıntılı da olsa durumu ... vasıtasıyla ... izah ettik...” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı başından beri savunmasında; inançlı işlemi kabul etmekle beraber sonrasında satış işleminin gerçekleştiğini savunmuştur.
Somut olaya döndüğümüzde; davacının bankaya olan borçları nedeniyle, bacanağı olan davalıdan aldığı 70.250 USD nin teminatı olarak dava konusu taşınmazı davalıya devrettiği, daha sonra borcunu ödeyebilmek için aynı taşınmazı satılığa çıkardığı, davalının müşteri olması nedeniyle taşınmazın satışı hususunda tarafların anlaştıkları, iki tarafın da iradesinin satış noktasında birleştiği, bu suretle artık inançlı işlem iradesinin son bulduğu, taşınmazın tapu kaydının önceden davalıya devredilmiş olmasının sonuca etkili olmayacağı, bu noktadan sonra çıkan uyuşmazlığın taşınmazın satış bedelinden kalan olup olmadığı, varsa ödenip ödenmediği noktasında düğümlendiği, bu uyuşmazlığın da inançlı işlem ilkeleri ile çözülemeyeceği anlaşılmıştır.
Anlatılan bu nedenlerle karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın yukarıdaki gerekçelerle onanması gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan talebin reddi yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.