17. Ceza Dairesi 2016/15882 E. , 2018/3523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Suça sürüklenen çocuk hakkında birden fazla kişiyle birlikte, gece vakti, konut dokunulmazlığının ihlali suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/11. fıkrasında yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suçu işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar..." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın 19.08.2013 tarihinde kesinleşmesi üzerine, denetim süresi içinde 27.01.2014 tarihinde işlediği suç nedeniyle dosyanın yeniden ele alınmasına yönelik ihbarda bulunan Denizli Çocuk Mahkemesinin 03/06/2014 tarihli, 2014/143 Esas ve 2014/340 Karar sayılı ilamında; suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı TCK"nın 86/2-3(a), 31/3 maddeleri uyarınca 2.400,00 TL adli para cezası verildiği, bu kararın 25/04/2014 tarihinde kesinleştiği; 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bentler arasında yer alan ve suça sürüklenen çocukların üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçların da uzlaşma kapsamına alındığı, ihbara konu olan 5237 sayılı TCK"nın 86/2-3(a) maddelerinde düzenlenen suçun üst sınırının da 3 yıla kadar hapis veya adli para cezası olduğu ve suçun uzlaşma kapsamında kaldığının anlaşılması karşısında; söz konusu ilamda uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığının araştırılıp, suça sürüklenen çocuğun güncel adli sicil kaydına bakıldığında 3 yıllık denetim süresi içerisinde işlenip kesinleşen mahkumiyet hükümlerinin de bulunduğu göz önüne alınarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanamayacağının tartışılmasında zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/4. maddesine göre fiili işlediği sırada 18 yaşını doldurmamış olanlar için hak yoksunluklarının uygulanamayacağı şeklindeki düzenleme karşısında suçu işlediği tarihte 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi,
3-Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenleme gözetilerek, mahkemece 5271 sayılı Yasası’nın 150/2. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuğun savunmasını yapmak üzere zorunlu müdafii görevlendirilmesi nedeniyle, müdafiye ödenen avukatlık ücretinin, suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
4-6352 sayılı Yasa"nın 100. maddesi ile CMK"nın 324. maddesinin 4. fıkrasına eklenen cümle gereğince, zorunlu müdafii ücretinin çıkarılmasından sonra geriye kalan 9,00 TL yargılama giderinin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun"un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutardan az olduğu ve bu nedenle suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 20.03.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.